GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
4 Eylül 2019 Çarşamba

Bir zamanlar Tarantino

Bir işi tutkuyla yaptığınızda…

İçinizdeki en iyi ortaya çıkar.

“En iyi” olmak zeka ister, yüksek voltajlıdır.

Zirvede iz bırakır.

Quentin Tarantino işte böyle bir sinemacı.

Filmlerini iştahla ve tutkuyla yapıyor.

Seyircisi Tarantino filmlerini defalarca izleyip, aynı lezzeti alabiliyor.

Tarantino hep sıradışıydı.

Rezarvuar Köpekleri, Kill Bill ve Pulp Fiction gibi kült filmlerle hayran kitlesi yarattı.

Parlak zekası fırlamalığını, fırlamalığı yaratıcılığını…

Yaratıcılığı muhteşem öykülerini…

Öyküleri de efsane diyaloglarıyla Oscarlı senaryolarını…

Senaryoları da uçuk kaçık kahramanlarıyla filmlerini…

Zirveye taşıdı.

ABD’li yönetmen Quentin Tarantino’nun filmlerindeki estetize edilmiş kanlı şiddet sahneleri ve yarattığı kendine özgü karakterleri adeta imzası oldu.

Kaybetmeye mahkum marjinal kişilerden seçtiği karakterlerine yazdığı muhteşem diyaloglarla yoğun şiddeti mizahi bir gözle anlatmayı tercih etti.

***

56 yaşındaki Tarantino “Çekeceğim son filmden bir önceki” dediği…

Sabırsızlıkla beklenen Once Upon a Time In Hollywood adlı filmle seyircisiyle buluştu.

O seyircilerden biri de ben oldum.Bir Zamanlar Hollywood’da 2 saat 40 dakika süren uzun fakat şiir gibi akan bir film.

Tarantino yönettiği dokuzuncu sinema filmi olarak kabul ettiği filmde 1969 yılı Los Angeles’ında geçen bir dönemi anlatıyor.

Hollywood’da yıldızı sönmeye başlamış bir TV yıldızı oyuncu ve dublörünün hayatı çevresinde geçen film öyküsü…

Arka planda yönetmen Roman Polanski’nin karısı oyuncu Sharon Tate ve beş arkadaşının katledildiği akıl almaz Manson cinayetine doğru ilerliyor.

Ve 9 Ağustos 1969 günü Beverly Hills’de işlenen Sharon Tate cinayetinde…

Seri katil Charles Manson’ın liderliğindeki tarikat üyeleri tarafından feci bir şekilde öldürülmesi olayını çok farklı bir yorumla anlatıyor.

Tam da Tarantino kafasına yakışan büyük bir sürprizle birlikte…

***

Quentin Tarantino kült yönetmen olmanın rahatlığıyla…

Öyküsünü gıdım gıdım, tatlı tatlı, canı nasıl istiyorsa öyle anlatmış.

Tarantino’nun sinema tutkusu dahice bir beceriyle buluştuğu için…

Filmde Leonardo DiCaprio, Brad Pitt ve Al Pacino gibi değme starları avucunun içine alışını izliyorsunuz.DiCaprio’nun kendini aşan oyunculuğu…

Al Pacino efsanesi bir yana…

Ben şahsen Brad Pitt’in olgunlaşmış hınzır oyunculuğuna söyleyecek kelime bulamıyorum.

Tarantino’nun neşeli sinerjisi filmin bütününü olduğu gibi bir dublörü canlandıran Brad Pitt’i de sessizce zirveye taşımış.

***

Quentin Tarantino bir efsane ve kült bir yönetmen orada bir sorun yok.

Bir Zamanlar Hollywood’da filmi de zaten tüm dünyada büyük bir merakla bekleniyordu.

Ve ABD’de 26 Temmuz tarihinde vizyona giren filmin şimdilik 115 milyon Dolar hasılat elde etmiş olması da şaşırtıcı değil.

Tarantino’nun elinden çıkma usta işi senaryo, film yönetimi, müzik, dekor ve çarpıcı kostümlere de aşinayız…

Ama Quentin Tarantino’nun çok bilinen bir öyküyü…

Yönetmen Roman Polanski’nin 8 aylık hamile eşi Sharon Tate’in tarikat üyesi hipiler tarafından vahşi şekilde öldürülüşünün trajik öyküsünü…

Bu kadar farklı yorumlayacağını öyle sanırım ki, hiç kimse beklemiyordu.

Sektöre başyapıtlar kazandıran Tarantino, bir yandan sinemaya saygı duruşunda bulunurken…

Öte yandan geçmişin kanlı perdesini araladığı o cinayet gecesine doğru adım adım ilerlediği filmde…

Aktörlerin hassas duygu dünyasını da yumuşacık dokunuşlarla, büyük bir sevgiyle anlatmış.

***Özetle ben diyorum ki;

Bir Zamanlar Hollywood’da filmine Quentin Tarantino için gidin…

Sinema sanatı için gidin…

Bana göre bir de dünya gözüyle bir kez daha bakılması, görülmesi…

Ve fark edilmesi gereken Brad Pitt için gidin...