GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Muhittin AKBEL
YAZARLAR
1 Haziran 2020 Pazartesi

Bir de sigarasız hayatı deneyin

31 Mayıs, Dünya Tütünsüz Günü'ymüş.

Benim için, her gün Dünya Tütünsüz Günü...

Beni tanıyanlar iyi bilir; sigara düşmanıyım.

İçenlere, dumanıyla başkasını rahatsız etmedikleri sürece saygı duyarım.

Fakat saygısızca dumanını savuran, beni rahatsız eden olursa, onunla da didişirim.

Bugün, yani 1 Haziran benim doğum günüm.

Dolu dolu 59 yılı, bir nefes bile çekmeden sigarasız geçirdim.

Yeşilay, bu önemli gün için çok güzel bir slogan bulmuş:

O NEFES, SANA LAZIM OLACAK.

Evet; o nefes, sana lazım olacak.

Akciğerlerine temiz hava çekmek varken, duman çekmenin ne anlamı olabilir ki...

Türkiye'de 15 yaş üzeri nüfusun yüzde 26.5'i her gün tütün ve mamullerinden kullanıyor.

Korkunç bir şey bu...

***

Dedim ya, hayatımda tek sigara bile içmedim, diye...

Bu kararlılığımda etken olan olayları dün gibi hatırlıyorum.

İlkokul üçüncü sınıftaydım.

Yağmurlu bir havada, okul bahçesinde arkadaşlarımla haylazlık yaptım.

Hem terledim, hem ıslandım.

Zaten bebeklikten bir üst solunum yolu hastasıydım.

Yatağa düştüm. Nefes alamıyordum, boğulacak gibiydim.

Rahmetli annem beni doktora götürdü.

Doktor, akciğer röntgen filmime baktı, "Sen sigara içiyorsun" dedi, sert bir ses tonuyla!

Ben hemen savunmaya çekildim, "Hayır içmiyorum, yalan söylüyorsun!" dedim.

Rahmetli okul müdürümüz Şakir Coşkun, kaçak sigara içen benden yaşta çok büyük öğrencileri bahçede kıstırıyor, bir güzel pataklıyordu.

Sanki beni Şakir öğretmenime ihbar edecekmiş gibi, doktora ısrarla, "Ben sigara içmiyorum" demeye devam ettim, iki gözüm iki çeşme!

Doktor, "Sigara içmesen, bu ciğerler böyle olmaz. Sen içmeye, kendini, anneni kandırmaya devam et! Bir an önce ölürsün, ailen de kurtulur, sen de kurtulursun" şeklinde bir cümle kurdu.

Aklım başımdan gitti.

Ciğerlerimi berbat hale getiren, o yağmurda terleyip astımı azdırmamdı. Suçumu ben biliyordum ama bunu anneme söyleyemezdim tabii ki...

Sigara ve ölüm, ilk kez o gün yan yana karşıma çıkmıştı.

Özetle...

O gün, sigaranın insanı ölüme götürdüğü fikri, beynime kazındı.

Sigara içen anne babalar, çocuklarının bu meretle tanışmasına vesile oluyorlar.

Ergenlik döneminde, artık çocuk olmadığını kanıtlamak için, arkadaş özentisiyle sigaraya başlıyor gençler...

Diyeceğim o ki...

Çocuklara, gençlere iyi örnek olun.

AK Parti hükümetlerinin bende olumlu iz bırakan tek icraatı, kapalı alanlarda sigara içilmesini yasaklaması olduğunu her zaman söylerim.

Dumansız hava sahası, yasalarla korundu.

Ne kadar uyuldu derseniz, yüzde 70 falan...

Buna şükür diyorum.

Eskiden mesai arkadaşım, yanı başımda daktilosunun başında bir haberi yazıncaya dek bir paket sigara tüketirdi.

Bugün bakıyorum da, "Bir musibet, bin nasihattan iyidir" sözündeki gerçekliği yaşamayanlar, sigaranın zararlı olduğunu bildiği halde bu illetten kurtulamıyor.

Ne zaman kalp krizi geçiriyor, KOAH hastası oluyor, o zaman kafaya dank ediyor.

Bazen iş işten geçmiş oluyor.

Bazen de yaşamak için az yada çok zaman kalıyor yine de...

***

Biliyorum, kimse nasihattan hoşlanmaz.

Eminiz sizler de hoşlanmıyorsunuzdur.

"Lütfen sigara içmeyin, ömrünüzü kısaltmayın" desem, herkes kulak tıkayacak.

En iyisi ben, güzel bir sözle yazımı bitireyim.

"Sigara iç dedene kavuş, sigara içme torununu gör!"

Torun torba sahibi olanlar, içmeye devam mı etsin?

Kendileri bilirler.

Torununun mürüvvetini görmek istiyorlarsa, bıraksınlar. Hemen!

Sigara müptelalarına, "Bir de sigarasız hayatı deneyin" demek istiyorum.

Ayrıca...

Sigaranın, insanı ölüme götürdüğünü, aklınızdan bir an olsun çıkarmayın.

Bir cümle daha...

Sigara içmek isteyen, içsin.

Sözümüz yok.

Lütfen, açık havada da olsa, başkasını rahatsız etmeyecek şekilde için!

Olur mu?

Alkollü olabilir ama dumansız günler diliyorum.