GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
5 Mayıs 2019 Pazar

Ben büyüyünce...

Çocukluğumun en net fotoğrafı gözümde çok belirgin...

Küçük bir kızın incecik sol bileğine fiyonk atılmış bir ip.

Tatlı krem renkli ipin yukarı doğru çeken ucu...

Pamuk ipin ucuna bağlı bir uçan balon.

Kolumu yukarı çekiyor.

Bugün en sıkıntılı anımda bile düşündüğümde...

İçimi hafifletir o uçan balon ve bileğimdeki fiyonk.

***

Şimdilerde yeni moda janjanlı yanar döner, hatta pilli ışıklı şeffaf balonlar var.

Onları da seviyorum...

Ama armut tipli, üzeri rastgele rengarenk boyalı uçan balonların bendeki yeri başkadır.

Devasa bir üzüm salkımı gibi göğe uzanan renkli balon demedi yok mu?

Yakın arkadaşlar gibi hepsi içiçe, bir arada.

Özgür, neşeli, avare...

İçim gider.

Çok özenirdim çocukken balon satıcılarına, ne çok balonu var diye.

Birbirinden güzel uçan balonların içinden bir tane seçmek çok zor gelirdi.

Büyük demet içinden gönlümün çektiği balonu parmakla gösterdiğimde...

Tık diye bir sesle kopardı büyük demetten.  

Sonra bileğime atılan sıkı bir fiyonk ve ipin ucunda uçan neşeli balonum.

Her şey bir yana...

Çocuk gözlü sevincin, sevgiyle şımarmanın, neşeyle gülümsemenin...

Mutlu olmanın en yalın fotoğrafı...

Özgür, hafif, uçarı, kıkırdak uçan balonlar bir yana.

Kutlamalarda göğe salınan yüzlerce uçan balona hala üzülürüm.

Koşup hepsini tek tek toplamak gelir içimden.

Belki de tutucuyum bu konuda.

Heba edilmiş sayısız mutluluk fırsatı gibi gelir.

Atılabilecek bir dolu kahkaha...

Sevinebileceğiniz bir sürü küçük fırsat...

Elden kaçırılmış mutlu anlar gibi...

***

Bugün benim doğum günüm.

Babacığımla aynı gündü doğum günlerimiz.

Vefatından bir kaç yıl önce...

Evden çıkarken elim kolum dolu olduğu sırada...

Kıvrılmış paçamı gördüğünde...

Yere eğilip düzeltmiş, ayakkabımın bağını da fiyonk yapmıştı.

Hayatımda babamla ilgili hatırladığım en güzel anılardan biridir.

Kızının paçasını düzelten babam.

Benim sessiz gemi babam...

Çizgi film seyrederken omuzlarını kaldırarak sessizce gülen babam.

O an ilerlemiş yaştaki babamın küçük kızı olduğumu hatırlamıştım.

Hiç de unutmuyorum.

En sevdiğim uçan balon kaçmasın diye...

İpini bileğime bağlayan, fiyonk atan elin...

Babamın eli olduğunu hiç unutmadığım gibi.

***

Mutluluğun sırrı diye aradığımız...

Belki de incecik bileğe atılmış bir fiyonkta gizlidir.

Sevgi küçücük detaylarda...

Kısacık anlarda yaşıyordur.

Mutlu olmak...

Diye mutlak bir şey yoktur aslında belki de...

Mutluluk akışkan bir şeydir belki...

Hayatımıza damlayan neşeli renkler gibidir...

Kısa bir bakış atarak içinden geçtiğimiz hayatta...

Bizi mutlu eden şeylerin, insanların varlığıyla mümkündür.

İçimizdeki çocuğun konuştuğu kadar samimi...

Oyun oynayabildiği kadar mutluyuzdur belki.

***

Woody Allen’ın bayıldığım bir sözü var:

“Bir insanla ne kadar saçmalayabiliyorsanız, o kadar samimisinizdir” diyor.

Ben birlikte saçmalayabildiğim dostlara sahip olduğum için çok şanslıyım.

Birlikte yarım saat kesintisiz güldüğüm...

En az birbuçuk saat sürekli saçmaladığım...

Kahkahadan nefessiz kalarak yere yuvarlandığım...

Yanında fütursuzca çocuklaştığım dostlarım olduğu için çok şanslıyım.

Ben büyüyünce ne olacağım, hala bilmiyorum...

Ama nasıl olmak istediğimi biliyorum.

Renkli uçan balonlar gibi belki...

Dostlarıyla içiçe...

Ama özgür...

Sevgi dolu ama...

Tek başına uçabilen...

Ben büyüyünce...

Neşeli, kıkırdak ve çocuk gözlü biri olmak istiyorum.