GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
3 Haziran 2018 Pazar

Başöğretmen ders veriyor!

Bugün Pazar…

Siyasi hava sakin…

Sanki 22 gün sonra seçim yokmuş gibi…

Madem seçim heyecanı “normal” altı…

Biz de bugün…

Biraz vekil adaylarının kulağını çınlatan…

Az biraz da liderlere selam çakan…

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten…

“Kıssadan hisse” misali…

En az 80 yıllık…

Yaşanmış iki öyküyü kısaltarak…

Pazar’a renk katalım…

 

***

 

Atatürk, bir sabah Florya’dan Dolmabahçe Sarayı’na dönüyor…

Yeşilköy İstasyonu’nun önünden geçerken…

Birdenbire otomobili durduruyor ve başyavere:

Sorunuz, tren var mı?" diye emir veriyor… O sırada tren hareket etmek üzere… Hep birlikte otomobilden inip yanındakilerle trene biniyor… Karar ani verildiği ve uygulandığı için, bu trene biniş kimsenin dikkatini çekmiyor…

Az sonra her şeyden habersiz olan kondüktör, Ata’nın bulunduğu kompartımana geliyor; kafileyi görünce çekiliyor…

Atatürk hemen sesleniyor:

“Görevini yap… (Yanındakileri göstererek) Bu efendilere niçin bilet sormuyorsun?”

Kafiledekiler cevap veriyor:

“Paşam biz milletvekiliyiz… Tren bileti almayız… Parasız seyahat ederiz!”

Atatürk önce şaşırıyor sonra sinirle bir şekilde vekillere şöyle diyor:

“Bu ayrıcalığı hiç beğenmedim… Çok ayıp ve acayip bir usül… Halkçılık buysa, çok güzel…”

 

***

 

Gelelim ikinci öyküye…

Çok anlamlı…

Bugün hayatta olmayan Çanakkaleli bir gazetecinin…

Anılarından aktarıyorum:

Yıl; 1935…

“Atatürk Çanakkale’ye geliyor" dediler… Heyecanla Ata’nın geçeceği Balıkesir Caddesi’ne geldim… Bu esnada yanımdaki birkaç Yahudi’nin fısıltı ile pek hararetli konuştuklarını gördüm… İlgilenmeye zaman kalmadan karşıdan otomobiller göründü... Halkın, "Yaşa, varol!" nidaları arasında Gazi otomobilinden indi… Alkışlar devam ediyor, O da halkın arasında ilerliyordu… Garip bir tesadüf Atatürk bizim önümüze gelince hafif bir duraklama yaptı… Halka bakıyor ve kalabalığı selamlıyordu… Tam bu esnada yanımda bulunan ve biraz evvel fısıltı halindei konuşan Yahudiler’den biri, ileriye doğru yürüdü ve Ata'nın önüne atıldı… Muhafızlar mani olmak istedi… Atatürk:

''Bırakın gelsin!'' dedi.

Bu Musevi vatandaş, Atatürk'ün önünde ellerini açtı, omuzlarını yukarıya kaldırarak:

''Paşam bizi kovuyorlar… Biz ne yapacağız?'' dedi.

Atatürk bu şekilde önüne atılan bu adamın ne demek istediğini ve kim olduğunu derhal anlamıştı… Buna rağmen sordu:

''Sen kimsin?''

''Ben paşam, Çanakkale Musevileri'nden Avram Palto…''

''Sizi kim kovuyor? Hükümet mi, kanun mu, polis mi yoksa jandarma mı? Bana söyle?'' dedi…

Musevi vatandaş durakladı, şaşırmıştı… Biraz sonra kendini toparlayarak cevap verdi:

''Hayır paşam, halk kovuyor...''

Atatürk, adamın yüzüne dikkatle baktı, gülümsedi ve…

''Halk isterse beni de kovar…” dedi, yürümeye devam etti…

 

Sonsöz: “Benim adım Mustafa Kemal'dir… Ben ne diktatörüm, ne macera peşinde koşarım ne de mağlubiyeti kabul eden bir kimseyim... Ben, yalnız milletimi düşünür, onun için yaşarım… Benim ve milletimin hakkı olan şeyi alırım… Alamayacağım bir şey yoktur… / Atatürk…”