Nazmi Elbirlik’in hayatında iki şey çok önemli: Biri eşi Ümit, diğeri deniz.
İzmir Göztepe’de başlayan denizle tanışıklık, Ayvalık adalarında, Gökova’da, Marmaris’te, Göcek koylarında, Ege’nin benzersiz maviliklerinde “Sahnenin tozunu denizin tuzunu yutmaya gör” diyerek günümüze kadar ulaşmış. Nazmi Abi, ömrü deniz sevdası ile geçmiş bir insan.
Bir insan böyle bir sevdaya tutuldu mu, hayat arkadaşının onunla kayıtsız koşulsuz bu dünyayı paylaşması gerekir. Ne güzel ki Sevgili Ümit de bu hayatı paylaşmaya hazır olmuş hep… “Denizde yaş alır, yaşlanmazsınız.” sözünün ne kadar doğru olduğunu bu genç arkadaşlarımızda bir kez daha görüyoruz.
Geçen hafta, son ve büyük seyahatlerinin kitabı elime ulaştı: Atlantik’ten Akdeniz’e Deniz’de 82 Gün. (Naviga Yayınları)
Benim gibi flanörce gezmeyi seven insanları çok heyecanlandıracak bir kitap olmuş. Gezmek, sadece gezmek değildir bir flanöre göre. Bulunduğun coğrafyanın hakkını vermektir, uğradığın limanın, iskelenin özelliklerini elbette anlatırsın ama tekneden indiğinde nasıl bir tarihsel zenginlikle karşılaşacaksın, hangi gastronomik özellikler seni beklemektedir, bunlardan da önemlisi karşılaşacağın insanların sosyolojik özellikleri nelerdir. Nazmi Abi’nin notları gerçekten büyük bir emeğin ürünü…
Evde oturmak zorunda olduğumuz şu günlerde Atlantik’ten Akdeniz’e bir modern seyahatname olan “Deniz’de 82 Gün” ü okumak çok keyifli bir uğraş oldu.
Ümit- Nazmi Elbirlik’in Lagoon 56 model katamaran Lollipop’la tamamladığı rota, benim için de çok değerli. Sevgili dostlarımızla Bordo’dan San Sebastian’a, Santander’den Porto’ya, Lizbon’a… Dünya güzeli adalar, Formemtera, İbiza, Minorka, Mahon-L’Aire, Colom… Chipiono’dan Barselona’ya gerçek kültür ve lezzet yolculuklarına çıkmışlığımız çok. Ama Ümit ile Nazmi bu yolları 82 günde denizden yapmışlar. Zorlu yolculuklar… Hele o Biaritz-San Sebastian arasındaki okyanus dalgalarını çok iyi bilirim. Soluk aldırmayan dalgalar..
Fransa-Atlantik kıyısından Akdeniz'e kadar ülke ülke, şehir s?ehir anlatılan bu seyahatnamede, aynı zamanda Elbirlik Çiftinin deniz maceraları, hatalarından çıkardığı dersler ve tekne yolculuğunun püf noktalarına da yer veriliyor.
Nazmi Abi, seyahat tutkunlarına ilham olmayı hedefliyor ve hedefini de başarıyor. Hayatı asla ertelememeyi öneren, 400 sayfalık seyir defteri niteliğindeki bu kitabı, şu sözlerle anlatıyor:
“Hayalden gerçeğe dönen bu seyahatimizdeki 82 günde rotamızdaki kentler, limanlar, koylar ve yol boyu denizde önceden kurduğumuz hayallerin bile ötesinde yaşanan anılar. Benim ve es?im U?mit’in hayata bakışımızı, özgüvenimizi son derece olumlu yönde etkiledi. Durağan hayattan aldı, gezgin ruhumuzu tetikleyip ufkumuzu açtı. Yolculuğumuzun bana kazandırdıklarını şöyle özetleyebilirim... Bir şeyi denemeden “Yok ben yapamam” deyip ön yargılı olmamayı; denizle nasıl barışık olunacağını, tabiatı yenmek yerine onunla nasıl dost olunacağını; denize olan korkuların yerine özgüvenimi nasıl kazanacağımı; yarını değil, önce bugünü yaşamayı; hayatın çatlak bardaktaki su misali içsen de içmesen de akıp gideceğini; kısaca önümüzdeki hayatı ertelememeyi öğretti."
Tekneleriyle gezen çok insan var tanıdığımız, ama bu gezilerini gerçek bir seyahatnameye dönüştürmek mükemmel bir iş olmuş.
Tebrikler sevgili dostlarım Ümit ve Nazmi…
*
İnci Holding Ailesi'nde bu türden işleri, toplumsal yarara dönüştürmek de harika bir alışkanlık. Bu kitaptan edinerek İnci Vakfı’nın “Eğitime Destek Geleceğe Hizmet” ilkesi çerçevesinde “Genç Gelişim Burs Porgramına” katkı vermeniz mümkün. Her türlü bilgiye incivakfi.org sitesinden ulaşabilirsiniz…