GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Cumhur BULUT
YAZARLAR
1 Mart 2020 Pazar

Atatürk’ün çizdiği sınırlardan çıkmıyoruz!

CHP’liler bilmez.

 

DP ve AP ekolü hiç bilmez.

 

Siyasal İslamcılar ise inkâr eder.

 

Aydınlıkçıların falan da kafası yetmez...

 

Atatürk’ten bahsediyorum efendiler! Sina Filistin Cephesinde de önemli zaferler kazanan Atatürk’ten…

 

“Milli Misak ve/veya bugünün Türkiye’sinin sınırlarını Suriye’den çizdim” diyen Atatürk’ten…

(Aa, gerçek mi bunlar?).

 

Bu kez sadece CHP’lilere değil, siyasal İslamcılara, onlardan mutasyon Osmanlıcılara, sonra da sağcılara söylüyorum sözümü… (Okkalı bir teşekkür alırım artık CHPli arkadaşlardan).

 

Ha, sakın ‘Biz biliyorduk’ demeyin, çok kızarım. Zira bunu bilen adam ‘Suriye’de ne arıyoruz?’ demez, diyemez. Tarihinden, şehitlerinden ve Atatürk’ün aziz hatırasından utanır!

 

Neyse konumuza gelelim.

 

Yukarıda saydığım “partiya beynelminelya” guruplarına göre Ulu Ceddim Mustafa Kemal Paşa sadece Çanakkale, Trablusgarp ve Büyük Taarruzda savaşmıştır. Resmi tarih o kadar öğretmiştir çünkü onlara, gerisinin önemi yoktur. Hem CHP’liler hem de diğerleri Sina Filistin Cephesindeki Atatürk’ten habersizdir.

 

Onlar bilmeseler de Atatürk İngilizlere karşı bugünkü Suriye Topraklarında büyük bir zafer kazanmış ve İngiliz ilerleyişini durdurmuştur. Atatürk bu cephede gerilla, süvari, piyade ve diğer bütün savaş disiplinlerini yine en iyi şekilde uygulamış “Katma Zaferi” diye adlandırılan bu savaşı kazanarak İngilizleri yine hezimete uğratmıştır. 

 

Atamız bu zaferle ilgili olarak anılarını yazan Falih Rıfkı Atay’a aynen şunları söylemiştir;

“İşte orada bu zafer sonucu bir hat belirledim ve kuvvetlerime, ‘Düşman bu hattın ilerisine geçmeyecektir’ diye emir verdim. Gerek Erzurum Kongresi’nde, gerek Sivas Kongresi’nde Türkiye’nin milli sınırlarını belirlemek için ben Türk süngülerinin çizdiği bu hattı ileri sürdüm...”

 

Şimdi söyleyin bakalım, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Paşa Türkiye’nin sınırlarını Suriye’den bugünkü Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı Harekâtı Alanlarından yani Türkmen Topraklarından çizerken siz nasıl olur da biz “orada ne arıyoruz” dersiniz

 

Nasıl olur da bu gerçekleri görmezden geliyor, üzerini örtmeye kalkışıyorsunuz?

 

Eminim ve inanıyorum ki, siz o dönemde yaşasaydınız Atamızın Hatay’ı alma harekatlarına da Kerkük ve Batı Trakya mefkurelerine de karşı çıkardınız!

 

Bazılarına çok kızıyorum beyler, hele hele bir zamanlar PKK teröründen korkan zavallılara…

 

“Güneydoğuyu bırakalım” falan diyordular ya hani, bırakmıyorum, bırakmıyoruz!

 

Atatürk’ün ve ordumuzun çarpışarak aldığı Türk Süngüleriyle koruduğu Güneydoğu toprağını da bırakmıyoruz! (Ne, Atatürk orada ne mi arıyordu?).

 

Paçoz Barışçılar!

 

Bir de barışçılarımız var! Dünyanın bir savaş alanı olduğunu, üzerinde yaşadıkları bu toprakları dahi işgal edenlere karşı savaşarak geri aldığımızı; bu savaşın hala sürdüğünü unutanlar var! “Acil barış isteyiciler!” Başka şey gelmiyor ya akıllarına, ne olursa “barış…”  Barış bunlar için sihirli kelime!

 

Kaç barış tanıyorsun Emmi? En son müşerref olduğun barış; “Çözüm süreci” idi yanılmıyorsam… Bizim her şartta direndiğimiz, sizin ise davul zurnalı karşılamadan hendek rezaletlerine kadar her alanda kol kola olduğunuz barış hançerleri!

 

Biz barışa hazır ve barışa nazırız ama efendiler, paçozluğun da anlamı yok!

 

"Bu mesel ile bulur cümle düvel fevz-ü felâh;

Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh."  Diyor ya Abdülhak Molla… İşte Öyle!

 

Şehitlerimize Rahmet, Gazilerime de acil şifalar diliyorum.

 

Milletimizin Başı Sağolsun…