GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
10 Kasım 2020 Salı

Atatürk’ü anmak ve Atatürk’ü anlamak

Atatürk’ün anlamı ve önemini bugünkü koşullarda farklı ele almak gerekir. Çünkü Türkiye bir süredir farklı bir rotaya sokulmaya başlandı…

Bu Atatürk’ün koyduğu hedef ve çizdiği rota değil elbet…

Dolayısıyla toplumun bir bölümünde Atatürk’e yönelik ilgi, sevgi ve özlemin artması anlaşılır bir durum. Son yıllarda Atatürk’ü anma törenlerinin sivil bölümünün daha bir görkemli olması bu yüzden...

***

Sıradan vatandaşın Atatürk’ü kutsaması da anlaşılır bir şeydir. Buna birçok toplumda rastlanır. Kurtarıcı veya kurucu liderler genellikle ve en azından toplumun belli bir bölümü tarafından kutsal bir değer haline getirilebilir…

Bizde durum biraz daha farklı… Çünkü bir süredir Cumhuriyet, laiklik ya da modern topluma özgü değerler ciddi tehdit altında... Bu durum en azıdan bu hayat tarzını ve toplum modelini benimsemiş toplum kesimlerinde kaygılara yol açmaktadır…

Çağımızda değerler ve kurumlar düzeyinde yaşanan altüst oluşlar ve kaos, toplumu siyasal, kültürel ve sosyal açıdan ciddi düzeyde kutuplaştırmakta ve duygusal olarak bölmektedir…

Türkiye modernleşme projesinin iyi kötü, şu veya bu düzeyde sağladığı bütünleşme bir süredir etkisini yitirmiş bulunmaktadır. Bu bölünme, ayrışma ve kutuplaşma ortamında Atatürk, toplumun önemli bir bölümünde, modern topluma yönelik tehditler karşısında geçmişe yönelik bir özlemin sembolüne de dönüşebilmektedir…

Bu sosyal psikolojik iklim, kaba popülist siyasete Atatürk’ü bir hamaset malzemesi olarak kullanma olanağı sunmaktadır…

AKP iktidarının yarattığı endişeler karşısında yeterli çözüm üretemeyen ve arayışta olmayan birçok politikacı (parti yöneticisi, milletvekili, belediye başkanı vb) işin kolayını tercih ederek, Atatürk’ün temsil ettiği değerleri, içini boşaltmak suretiyle hamaset malzemesine dönüştürebilmektedir...

Pre-modern ilişkilere yaslanan, yurttaşlık ve Cumhuriyet kavramlarını etkisiz hale gelmesine katkı yapan Atatürkçü (!) politikacı sayısı hiç de az sayılmaz ülkemizde... Bölgecilik ve mezhepçilik tarzı siyaset buna iyi bir örnektir…

***

Ayrıca bazı belediye başkan ve yönetimleri için Atatürk’ü anma törenleri adeta en önemli siyasi şov aracı haline getirilmiş durumdadır… Ama içi boşaltılmış şekilde... Çocuksu sloganlar, tuhaf posterler, mesajlar ve konuşmalardan geçilmiyor bu dönemlerde…

Şehrinde ya da beldesinde kamusal alanları koruma gereği duymayan, yurttaşlığı güçlendirmek yerine seçmeni avlamaya çalışan pek çok milletvekili ve belediye yöneticisi, Atatürk’ün fikirleri ve çizdiği rotadan ziyade, onun propaganda malzemesi olarak potansiyelinden yararlanma peşinde…

***

Her 10 Kasım’da olduğu gibi bugün de çok sayıda hamaset mesajı ve konuşmasına tanık oluyoruz. Olacak elbet. Ancak buna rağmen ve halen Atatürk’ü, rotasını kaybetmiş bir topluma muasır medeniyeti hedef olarak tarif eden bir kurucu lider anlamında anmak ve anlamak önemli…