GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
14 Mayıs 2020 Perşembe

Artık vazgeçmek gerek

“Param var, memlekette özgürlük var, alırım, satarım, yaparım.”

Hadi, yap bakalım!

Tabiatın, günün birinde, tanrısal bir edayla; “Buraya kadar!” diyeceğini, belli ki hiç hesaba katmamışlar... Hadi bakalım, tabiatı da susturun!

Aklı başında insanlar bu lanetli gidişe itiraz ettiklerinde, muktedirler tarafından bir kenara itiliyorlardı… Dili fazla uzayanlar zindanlara atılıyordu, olmadı öldürülüyordu…

Ne var ki insanlığın üstündeki bu laneti sadece sistemle açıklamak yetmez, zenginlerin ve zenginlere öykünen orta sınıfların yaşam biçimiyle sistemin ömrüne ömür kattığını da söylemek gerekir.

Yeryüzünü cehenneme çeviren kapitalist sisteme verip veriştirerek durumu kurtarmak mümkün değil. Her birimiz tek tek kendi yalanlarımız, zaaflarımız ve riyakârlığımızla yüzleşmek zorundayız. Kapitalist sistemin getirdiklerinden hepimiz beslendik. Ama öyle ama böyle, beslendik…

Şikâyet ettiğimiz, karşı olduğumuz her şeyin gündelik hayatımızda yeri var. Bunları yapmaktan, kullanmaktan asla vazgeçmiyoruz.

Oysa sistemin dünya nüfusunun dörtte üçünü yoksullaştırdığını ve bu durumun düzelmek bir yana yıl be yıl daha da kötüye gittiğini yıllardır biliyoruz.

Bundan böyle, insanın değeriyle mütecanis yeni bir hayat kurmak, yeni alçakgönüllü yaşam normlarını oluşturmak için bir araya gelmek, vicdani zorunluluktur.

Ve özgürlüklerin sınırı kendiliğinden çiziliyor; sınır ötekinin yaşam hakkıdır.

Toplumsal yararın gerektirdiği koşullarda, çıkarların geri planda kalma zamanı geldi. Bundan böyle, “bireysel çıkar”ın yerini “toplumsal yarar” almak zorunda.

Bir milyar kadar insan dünya nimetlerini doyasıya tüketti; bedelini bütün insanlık ödüyor.

“Başka bir hayat mümkün” diyorduk… Evet, mümkün ama çok fazla zahmeti gerektiriyor.

Vazgeçmenin vaktidir; Lüks tüketimden ve konformizmden, deli gömleği misali üstümüze giydirilen kitlesel tüketim çılgınlığından, sahip olmak tutkusundan ya vazgeçeceğiz ya hayat bizden vazgeçecek… Gösteri bitti.

Artık biliyoruz ki Amerikan rüyası, kapitalizmin göz kamaştıran şatafatı, burjuvazinin savunduğu hayat, insanlığı sadece yoksullaştırmıyor, yeryüzünde insan hayatını da bitiriyor.

Yeryüzüne hükmeden efendilerin başarı hikâyesinin hazin sonu… Yere göğe sığdıramadıkları uygarlık, meğer insan varlığını bir an önce yok etmeye programlıymış.

Muhterem baylar, bayanlar, vazgeçmeye bir yerden başlamak gerek; Mesela, ihtiyaçlarınızı sınırlayın, ziyafet sofralarını kaldırın, havuzlarınızı boşaltın, çim bahçelerinizi bozun, arabalarınızdan inin...

Tüketerek anlamlı kılınan hayatlar artık anlamlı değil; hatta gittikçe sevimsizleşiyor…

Gerçek yürüyor, büyük insanlığın yolunu, işsiz ve güvencesiz günlerde, açlık, sefalet, yokluk ve ölüm beklerken, Dünya’nın yeni düzeni, bütün alametleriyle ufukta beliriyor.