GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Neşe ÖNEN
YAZARLAR
15 Nisan 2020 Çarşamba

Amerika’dan Corona Virüs günlüğüm-3/Maske mevzusu

İtiraf etmeliyim. Türkiye’yi daha ziyade sosyal medyadan takip ediyorum. Bir iki gün önce gazeteci ve yazar Sayın Mustafa Sönmez’in bir tweetine denk geldim; “Türkiye’de Corona Virüs vakalarında, neden ölüm oranları Avrupa ülkelerine oranla daha az”, diye soruyordu. Amerika’da sağlık sektöründe çalışan biri olarak belki bir tahminde bulunabilirim; Türkiye’de benim kardeşim de Covid 19 teşhisi ile hastahanede tedavi gördü. Ateşlendiğinin üçüncü günü doktora gittiğinde, derhal sıtma tedavisinde de kullanılan kloquin, bir tür virüs ilacı ve Azithromycin verildi. Hastahaneye yattıktan sonra da bu tedaviye devam edildi. Ciğerleri yüzde 40 oranında enfekte olmuştu. Şu anda evde izolasyonu sürüyor. Amerika’da ise geçenlerde çalıştığım hastanede, Covid 19 testi pozitif çıkan bir hemşire arkadaşımla konuştum. Tedavi için ne ilaç verildiğini sordum. “Sadece semptomları iyileştirmeye yönelik nefes açıcı solunum terapileri ve ateş düşürücü dışında, hiç bir ilaç verilmedi ve 14 gün boyunca evde kalmam istendi”, dedi. Üstelik burada, durumu kritik olmadıkça, Covid 19 belirtileri gösteren hastalara, teşhis için test dahi yapmıyorlar ve hastanelere almıyorlar. Telefon açıp doktoru arıyorsun ve doktor Covid 19 şüphesi taşıyorsa; “Muhtemelen enfekte olmuşsun, 14 gün evinde kal” diyor...

Şu sıralar, yine sosyal medya ve yaygın medya, maske konusunu sık sık argüman konusu yapıyor. Ve ben bunu hayretler içerisinde izliyorum. Ameliyat maskesi denen ve bir tür kağıt materyalinden yapılan maskeleri herkese birer tane değil, onar tane bedava dağıtsalar ne olur, dağıtmasalar ne olur! Bu maskeler sadece bir kez kullanılmaya özgüdür. Bir kerelik kullanımdan sonra temizleme imkanı yoktur. Herkese lazım olan şey; her gün yıkanıp kurutulabilecek türden kumaş ya da bez maskelerdir ki bunu herkes evinde yapabilir. Nitekim çalıştığım hastanede son iki haftadır sağlık çalışanlarına, her vardiya, ameliyat maskesi dağıtılmaya başlandı ama ben ve bazı arkadaşlarımız bunları kullanmıyoruz. Bir hemşire arkadaşım, evinde düzinelerce maske dikmiş. Bazılarımız, tanesi 10 dolardan, O’ndan maske satın almaya başladı! Bu kumaştan yapılan maskelerin kullanımı çok pratik. Eve gelir gelmez, üniformamla beraber, maskeyi de çamaşır makinesine atıp yıkıyorum. Kurutma makinesinde kuruttuktan sonra bir dahaki vardiyaya rahatlıkla giyebiliyorum. Çıplak ayakla ve çuvallardan yapılmış gocuklarla Kurtuluş Savaşı’nı kazanmış bir ecdadın torunlarıyız. Bir bez parçasını, şu anda atıl duran tekstil atölyelerine sipariş verip, kağıt parçası maskeden daha kaliteli ve sürekli kullanımlı olan bez maske üretiminden aciz bile olsak, bu bez parçasını evlerimizde de mi dikemiyoruz? Olmadı, eşarp ya da atkı gibi kumaş parçaları da aynı işlevi görebilir. Bu kadar pratik olmak hakikaten zor mu geliyor, anlayabilmiş değilim...

Amerika’da Covid Pandemisinin zirve yaptığı şu günlerde dahi işlek olan en iyi sektörlerden biri de “drive-through yani “arabadan inmeden, cam pencere” vasıtasıyla yemek alınan fast food ya da diğer restorantlar. Bu drive-through restorantlara gitmek zahmetinde bulunmayanlar için, evlere yemek servisi yapan taksicilik hizmetleri de hız kesmeden, faaliyette bulunmaya devam ediyor. Bu arada Trump yönetimi; 2018 ve 2019 yıllarında vergi ödeyen her mükellef için, 1200 dolarlık Corona Virüs ekonomik yardım çeklerini, banka hesaplarına yatırmaya başladı; paralar büyük bir ihtimalle bu hafta hesaplarda görülür. Corona Virüs salgınının; en az bir yıl kadar ve daha şiddetli bir şekilde artarak süreceği öngörüldüğünden, Trump yönetiminin ikinci ve üçüncü 1200 dolarlık yardım çeklerini de göndereceği konuşuluyor. Ayrıca, sağlık sektörünün en ön cephesinde çalışan, dolayısıyla, en büyük risk grubu olarak görülen hemşire ve hastabakıcı gibi personeli teşvik amacı ile, Demokrat Parti, Hükümet’e; hemşire ve hastabakıcıların maaşlarına, önümüzdeki Aralık ayına kadar, saat başı 13 dolar zam yapılması teklifinde bulundu. Bakalım, Trump yönetimi bunu kabül edecek mi!

Corono 19 salgınının, en korkunç vaka ve ölüm oranlarına ulaştığı Newyork Eyaleti’ndeki hastaneler ise hemşireleri, ülkenin dört bir yanından cezbetmek için inanılmaz ücretler teklif etmeye başladılar. Çalıştığım hastaneden iki hemşire arkadaşım bu teklifi kabul etti. On üç haftalık kontrat halinde ve süreyi uzatma olasılığı da dahil olmak üzere; günde on üç saat ve 21 gün boyunca hiç izin almadan çalışan hemşirelere, otel, ulaşım ve yeme/içme masrafları karşılandıktan sonra, haftada 10 bin dolar teklif ediyorlar. Dün sabah vardiyam bittiğinde, hastaneden çıkmak üzereyken, başka bir departmandan ve benden epeyce genç olan hemşire arkadaşımla karşılaştım; “Hey Neşe, Newyork’a gidiyorum, benimle sen de çalışmaya gelir misin?” diye sordu. “Yok yahu, 53 yaşındayım, kronik astım hastasıyım, gelemem, sen hem çok genç hem de sağlıklısın” deyip, iyi şanslar diledim!