GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Kemal ARI
YAZARLAR
10 Aralık 2019 Salı

Almanya’dan ağır suçlama

Alman devlet televizyonu ZDF ve ARD yaptığı bir haber-yorumda, kimi sahte belgeler yayınlayarak, Atatürk’ü Hitler’e benzetti.

Yayına göre, Türkiye Atatürk’ün talimatıyla Almanya’dan 20 ton zehirli gaz almış.

Ve bu gazı, Dersim’de ayaklananlara karşı kullanmış. Böylece toplu katliam gerçekleştirmiş…

O tarihte iktidara gelmiş olan Hitler de; İkinci Dünya Savaşı’nda Museviler’e soykırım uygularken, Atatürk’ü örnek almış…

Yani, denilene göre Hitler’in esin kaynağı, Atatürk’müş…

İnsanın kanına dokunuyor elbette…

***

Atatürk kim?

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, büyük önder…

Almanlar’la birlikte girdiğimiz savaşta, yenilen imparatorluktan arta kalan Türkler’e önderlik ederek, savaşın sonunu kabul etmemiş…

Ve Türk Ulusu’na önderlik ederek, bir bağımsızlık ve özgürlük savaşı başlatmış. Emperyalizme karşı, ezilen halkların esin kaynağı olmuş. Emperyalizmi yenerek, ezilen halklara, ulusal birlik ve bütünlük içinde karşı konulabileceğini; bağımsız yaşamaya azmetmiş bir ulusun, kesin olarak başarılı olacağını kanıksatmış…

Böylece insanlığın sonsuz bir ideali, barışın elçisi ve ulusların emperyalizme karşı direnişinin bayraktarı olmuş.

Daha söylenecek yığınla şey var elbette…

***

Ya Hitler?

O bir cani…

Birinci Dünya Savaşı’nı yitirerek, büyük bir yıkım yaşayan Almanya’nın kırılan gururunu, ırkçılık temelinde şaha kaldırarak, üstün ırk kavramını siyasal alana taşımış; ulusunu yeni yıkımlara götürürken, yedi milyon Musevi’yi acımadan katlederek, soykırım uygulamış…

İşte sözünü ettiğimiz Alman televizyon kanalları, bu iki ayrı kişiliği tek bir potada ele alıyor ve Hitler’in esin kaynağı olarak da Atatürk’ü gösteriyor.

Bunu yaparken de utanmadan, sahte oldukları derhal anlaşılan belgeleri kullanıyor…

Onu da geçtik, belge diye ortaya sunduğu gerekçe şu:

Türkiye, altında Mustafa Kemal’in de imzası olan bir kararname uyarınca, Almanya’dan 20 ton zehirli gaz almış.

İşte bu alındığını iddia ettiği gazla, Türkiye’nin Dersim’de, kendi yurttaşlarına ve Alevilere katliam uyguladığını iddia ediyor.

Ancak gerçekler hiç de onun dediği gibi değil…

***

Kanıt olarak gösterdiği belgelerin, doğru olup olmadığı bir yana, içerik olarak da hiçbir anlam taşımaz.

Nedeni şu:

Sözü edilen tarihlerde bütün ülkeler silah envanterlerinde zehirli gazları bulunduruyorlardı.

Yani, silah envanterlerinde zehirli gaz bulundurmayan hemen tek bir devlet yoktu.

Daha da ötesi, o yıllarda dünyada, savaşlarda zehirli gaz kullanılması yasaklanmış değildi ki?

Bir kere Birleşmiş Milletler adıyla bir kuruluş yoktu.

Milletler Cemiyeti vardı ama, onun da bu tür kararlar aldıracak bir gücü bulunmuyordu…

***

Dünyada zehirli gazların yasaklanması ancak 1992’de başarılabilmiştir…

Ki, bu tarihten tam 20 yıl önce Birleşmiş Milletler kimyasal silahların yasaklanmasını üye ülkelerin imzasına açmış, bu imzalar ancak 20 yılda tamamlanabilmişti.

Gerçek bu iken, nasıl oluyor da 1937 yılında Türkiye’nin hem de Almanya’dan bu gazları alması suç oluyor?

Her ülkede olan bu tür silahlar, bir tek Türkiye’de mi olmamalıydı? Olmasa, bu kez Türkiye komşularına karşı silahlı güç olarak caydırıcılığını nasıl elde edecekti?

O zaman, bu gazların sırf Almanya’dan alınması gibi bir eylem, nasıl suçlama kanıtı olabilir; anlaşılacak yanı var mı bunun?

***

Bir başka konu daha var:

Türkiye nasıl oluyormuş da bu silahları, kendi yurttaşlarına karşı kullanmış?

Bunun kanıtı var mı?

Yok…

Söylenen işte bu gaz alma eylemi ve buna dayanarak da işin Türkiye’yi ve Atatürk’ü Hitler’e ilham kaynağı olarak suçlayacak kadar taşkın ve ileri giden yorumlar…

Bunlar kabul edilemez.

Edilemedi de zaten:

***

Almanya’da yaşayan Türkler, sivil toplum örgütleri aracılığıyla bu iki televizyon kanalını şiddetle kınadılar. Demokratik haklarını kullanarak gösteriler yaptılar.

Türkiye’de de bu yayınlara tepkiler geldi.

Ama bunların, istenilen düzeyde olmadığını da söylemek durumundayız…

***

Gelelim sonuca:

Artık şunu bilmeliyiz…

Bulunduğumuz coğrafyada bizi hiçbir şekilde rahat bırakmayacaklar.

Bu türlü konuları hep kaşıyacaklar, hep!

Ve bizler ne anlatırsak anlatalım, bu konuda gerçeklerin neler olduğunu karşımızdakilere anlatamayacağız…

Yazarın Diğer Yazıları