Afganistan Atatürk devrimlerinden etkilenmişti. Sadece, modern kadın giyim kuşamından bile... bunu görebilmek mümkündü !
Monarşiden sonra da... 1979’larda sosyalist ve laik bir hükumet vardı.
Ama Talibanın ağır tehdidi altındaydı. Cehennem dili kullanır ve yaşatılırdı.
Hep öyle derler de, gerçi !
Çağrı üzerine Ruslar Afganistan’a girdi.
Taliban da... Ruslara karşı çıktı, savaştı.
1981 de Stockholm’da Uluslararası bir mahkemede... bir yargılama vardı.
Taliban temsilcisi üst düzey bir lider tanık kürsüsündeydi, şöyle kükrüyordu :
“Komünistler... kızlarımızın namusunu kirlettiler.” Soruldu... nasıl oldu bu ?
“Onlara okuma yazma... öğrettiler.!”
Şimdi Taliban Afganistan’da,
Yine... hükümranlık yolunda !
***
Afganistan’ın sosyal ve kültürel benzeri komşusu Pakistan... Kurtuluş Savaşımıza destek olmuş, Atatürk ilke ve devrimlerinden... o da etkilenmişti.
Kurucusu Dr. Muhammed Ali Cinnah, kadınlara çok önem verir ve derdi ki ;
‘Dünyada iki güç vardır : biri kılıç, diğeri kalem. Ama, bunlardan daha da önemlisi kadınların gücüdür... Kadınların içinde olmadığı hiç bir hareket, başarılı olamaz!’
Solcu ve laik liderleri de oldu Pakistan’ın. Eski başbakan : Zülfikar Ali Butto ve kızı Benazir Butto gibi... Ne yazık ki,
Gericiler ikisini de... yaşatmadı !
***
Pakistanlı Mukhtar Mai... 32 yaşında dul bir kadındı. Pencap’taki köyünde ailesi ile yaşarken, 2002’ de çok acılı bir olay oldu.
Fransız yazar Marie-Theresa Cuny, köyüne geldi, olayı ağzından dinledi ve “Namus Adına” adıyla olayı kitaplaştırdı...
Köyün zengin ve kalabalık bir aşireti vardı.
Yasa dışı Köy Konseyinde de (Jirga) egemendi... Mukhtar Mai’nin 12 yaşındaki küçük kardeşi, güya aşiretin 28 yaşındaki kızıyla ilişki kurmuştu... Küçük kardeş hapisten kurtulsun diye, mağdur aileden af dilemek gerekiyordu... Ablası da ona, cankurtaran simidi oldu !
Jirga müzakereleri başladı, Mukhtar Mai,
“Eğer kardeşim bir suç işledi ise af dilerim” dedi, demesine de... meclis üyeleri ‘onur adaleti’ uğruna, toplu tecavüz kararı aldı !
Silahlı dört kişi onu keçi gibi sürükleyerek karanlık bir ahıra götürdüler... işkence ile tecavüz ettiler... Yarı çıplak halde bütün köylülerin gözü önünde... dışarı attılar !
Ama o sinmedi, cesaret gösterdi. Adalet mücadelesi başlattı... onları şikayet etti.
Ve sonuçta... mahkum ettirdi !
Dünya olayı duydu. Hükumet de destek
ve tazminat verdi. Okuma yazması yoktu.
O da köyünde, kızlar ve erkekler için... okul yaptırdı. Yurt dışı konferanslara çağrıldı. Washington’da Amerikan Kongresine seslendi... ‘Yılın Kadını’ seçildi !
***
Pakistan da, hala Taliban’ın tehdidi altındaydı...
Malala... dört kişilik Peştun bir ailenin kızıydı. Hep kızların okula gitme hakkını savunurdu... Sınıfların birincisi olur, kupa ve madalya alırdı. Öğretmen babası da ateşli bir insan hakları savunucusu idi...
Baba, kız sürekli Taliban’ın aleyhine konuşur... tüm şimşekleri çekerlerdi !
Okul çıkışında arkadaş ve öğretmenleriyle servis aracına bindiler, o arkaya oturdu... Taliban militanı yolda aracı durdurdu. Yüzü örtülü olmayan tek kız oydu ! Ardı ardına iki et ateş etti. İlki sol gözünden girip sol omuzunun altından çıktı ! Başından ve sol kulağından kanlar akmaya başladı...
Ogün 9 Ekim 2012 idi.
Hastaneye kaldırıldı... ölmedi !
Benazir Butto’nun çocuklarından, Selena Gomez’den, Madonna’dan, Angelina Jolie’den... destekler geldi.
2014 Nobel Barış Ödülünü aldı.
16 yaşında Birleşmiş Milletlerde konuştu.
‘Herkesin Kızı’ oldu !
Mukhtar Mai ve Malala Yusufzay...
Cahiliye dönemi ürünü Taliban’a karşı,
Devrimlerden esinli... iki cesur yürekti !
İyi Pazarlar...