GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
28 Mart 2019 Perşembe

31 Mart’a doğru (2)

Çok değil 9 ay önce, 24 Haziran yenilgisinden sonra birbirlerine düşen, deyim yerindeyse karpuz gibi ikiye ayrılan muhalefet, belediye başkanı aday belirleme sürecinde biraz daha dibe vurmuştu.
Bugün bakıldığında ise CHP dâhil muhalefet bloğunda ciddi bir kilitlenme söz konusu…

Peki, bu nasıl oldu? Dahası bu duruma kim ya da kimler sebep oldu?

Bana göre en büyük pay iktidar sahiplerinin…

Ülke yönetimindeki sorunlar bir yana kullandıkları üslup muhalefetin en önemli çimentosu oldu. Yani Erdoğan ve ekibinin ‘kendi tabanlarını bir arada tutmak ve motive etmek için’ kullandıkları sert dil, gelinen noktada rakip cepheyi daha çok motive etmiş görünüyor.

Ne kırgınlık kaldı ne küskünlük, ne de kurultay tartışmaları…

Eğer Erdoğan, ortağı Bahçeli’nin ‘Beka’ söyleminin peşine takılıp, memleketin neredeyse yarısını bu denli karşısına almak yerine önceki seçimlerde olduğu gibi, iktidarı boyunca yaptıklarını ve bundan sonra yapacaklarını anlatsa çok daha farklı olabilirdi.

Bir anlamda Erdoğan zaten kendisine oy verecek kitleyi 24 Haziran noktasında tutmak için çaba gösterdi. Yani futbolda golü bulan takımların yaptığını yapıp defansa geçti. Yüzde 52,5’e oynadı.
Ama görünen o ki evdeki hesap çarşıya uymadı.

Yerel seçimde kentlerin konuşulması gerekirkenbir genel seçimin de ötesinde 31 Mart’ın memleket meselesine dönüştürülmesi son 5 yılda 7. Kez sandık başına giden seçmen üzerinde ters bir motivasyona sebep oldu. Çünkü 5 yılda 7 kez memleketi kurtarma misyonu yüklenen seçmen ister istemez sorgulama süreci yaşıyor.

Peki, AK Parti ve MHP tabanı neden gerektiği ölçüde motive olamadı ya da olamıyor?

Ekonomi, işsizlik… İşte size iki kocaman sebep!

Tanzim kuyrukları… Turfanda sebzeyi (domates, biber, patlıcan) geçiyorum.

Patates, soğan 5 liranın üzerindeyse ve memleketi yönetenler bunları çözmek yerine muhalefet partilerinin belediye başkan adaylarıyla uğraşıyorsa sıkıntı büyür. Bilirsiniz açlık sofuluğu bozar…

*
Hatırlanacağı üzere 7 Haziran, 1 Kasım ve 24 Haziran seçimleri öncesi hükümet, ekonomik kriz algısına dair ciddi önlemler almıştı. Dahası devlet borç yapılandırmalarından başlayarak uygun faizli kredi garanti fonu kredilerine kadar piyasayı önemli ölçüde rahatlatmış, SGK primlerini bile seçim takviminin dışına ertelemişti.

Bu seçimde bunu yapmadılar. Yapmadıkları gibi kentlerin meydanlarına tanzim çadırları kurarak halkı domates-biber-patlıcan kuyruğuna soktular. İşte bu fotoğraf bana göre bugün büyüyen ekonomik kriz ve işsizlik algısının en önemli sebebidir. Belki seçmenin yüzde 1-2’si o kuyruğa girdi. Ancak yüzde 70-80’i psikolojik açıdan kendisini tanzim kuyruğunun potansiyel bir adayı gibi hissetti.

*
Cumhur cephesinin motivasyonsuzluğunda ekonomi ve işsizlik dışında sebepler de var. 17 yıldır tek başına iktidarda olmak başlı başına bir sebep aslında. Metal yorgunluğunun 3-5 belediye başkanından ibaret olmadığını gelinen süreçtedaha net görüyoruz.

Muhalefet bloğunu konsolide eden diğer sebeplere gelince…

İstanbul Adayı Ekrem İmamoğlu’nun umut vadeden çıkışı Ankara Adayı Mansur Yavaş’ın başına gelenler, getirilenler… Birileri mağduriyetin siyasetçiyi büyüttüğünü unutmuş olmalı!

Öte yandan 24 Haziran’ın flaş ismi Muharrem İnce’nin sürece motivasyonunu unutmamak lazım. Sonuçta 15 milyonun üzerinde oy almayı başarmış bir siyasetçi Muharrem İnce! Anadolu’nun dört bir yanında çalışıyor. İzmir’de Büyükşehir adayı Tunç Soyer’in ilçesi Seferihisar’a kadar uzandı desteği…

Ve de İzmir’in 15 yıllık başkanı Aziz Kocaoğlu! CHP genel merkezinin toplu tasfiyesinden sadece kendisi değil, ekibi, arkadaşları, selam verenleri dâhil herkes nasibini almış olsa da o küsmedi, bir kenara çekilmedi.

Parti içindeki olası kırgınları ikna etti. Bazılarını DSP’nin kapısından döndürdü.  Diğer taraftan 6 aydır köy köy, ilçe ilçe dolaşıyor. Ve her gittiği yerde “Sizden CHP için oy istiyorum. Bu seçim çok önemli…” diyerek seçmeni motive etmeye çalışıyor.

Biraz kırgın, biraz küskün, biraz dargın dursa özellikle dış ilçelerdeki düğüm bu kadar kolay çözülemezdi. CHP yönetimi şu anda 2014’te kaybettikleri 8 ilçenin yarısını geriye alma iddiası taşıyorsa bunda Kocaoğlu’nun katkısı yadsınamaz.

Kim ne derse desin! İzmir’i 15 yıl dürüstçe yöneten Kocaoğlu, gidişiyle de örnek oldu.

İzmir’den biraz daha söz etmek gerekirse;

Araştırma şirketi olarak, metropol alan diye tanımladığımız 11 ilçede CHP’nin çok ciddi bir sorun yaşamasını beklemiyoruz.

Dış ilçelerde sürprizler olabilir. 2014’te gidenlerin bir bölümü gelebilir, gelenlerin bir kısmı da gidebilir… Bir ilçede de (Kiraz) DSP’nin seçimi kazanma ihtimali söz konusu.

Büyükşehir mi?

16 Nisan referandumuna benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Yani iki partili, iki cepheli bir seçim süreci yaşıyoruz. Kâğıt üzerinde yarışa başka partiler de katılıyor. Ancak yüzde 1-2’nin üzerine çıkamıyorlar. Bu da iki cepheli bir yarışta (cumhur-millet) yüzde 99’un en kötü 98’in ikiye bölüneceği anlamına geliyor. 16 Nisan 2017’de benzer bir cephenin mücadelesini izledik. 69’a 31! 24 Haziran 2018’de de benzer bir yarışa şahit olduk. Cumhur ittifakının oyu yüzde 34, Erdoğan’ın oyu yüzde 32,9!
Sadece Muharrem İnce’nin oyu yüzde 54… Akşener, Demirtaş ve Karamollaoğlu’nun oy toplamı 12,8!
Toplamda Cumhur ittifakı dışında yüzde 67 var.

HDP tabanı Millet İttifakı noktasında bu denli motive olmuşken, Cumhur ittifakı tabanı ekonomi-işsizlik gibi sorunların yükünü taşımaya çalışırken, MHP tabanında hala Cumhur ittifakını onaylamayan bir kitle mevcut iken AK Parti Adayı Nihat Zeybekçi için yüzde 34’ün üzeri başarıdır.

*
AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın tek şansı endişeli modernler cephesinde halen var olan kafası karışıklardır. Gerek muhalefet partilerinin genel gidişatına, gerekse HDP ile ittifak ve adaylarla ilgili iddialarından mütevellit kafası karışan/karıştırılanAtatürkçü-Milliyetçi kitle…Bu kitlenin Cumhur İttifakı’na oy verme ihtimali oldukça zayıf. Çünkü bu denli kutuplaştırılan bir ortamda bir cepheden ötekine geçmek kolay değil.

Ancak sandığa gitmemeleri söz konusu…

İttifakların aday çıkarmayan ortaklarına ait çekirdek seçmenleri sürece yeterince motive olamıyor.  İzmir’de özellikle İyi Parti seçmeninde başından bu yana önemli bir motivasyonsuzluğun olduğunu görüyoruz.   Özünde seçmen yukarıda saydığımız sebeplerin dışında kendisini ait hissettiği parti dışında başka bir partiye oy atmakta zorlanıyor. Araştırmalarımızda karşımıza çıkan HDP, İyi Parti hatta MHP tabanlarındaki kararsızlığın ve oy kullanmayacağım yanıtlarının en önemli sebebi bu.

Şu anda tüm hesaplar, 24 Haziran perspektifi üzerinden ve yakın bir sandık oranı yakalandığı senaryosu üzerinden yapılıyor. Sandığa gitme oranı beklenenin altında kalırsa oranlar, hesaplar belirli ölçüde değişecektir. Ancak Millet İttifakı’nın yüzde 60’ın altına düşmesini beklemiyoruz.