GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Her türlü varım, adayım
24 Eylül 2018 Pazartesi 00:00

Her türlü varım, adayım

Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Ege’de SonSöz’den Fatih Yapar, Mehmet Karabel, Hanzade Ünuz ve Mehmet İşler’in sorularını yanıtladı.

Her yerden gökyüzünün görülebildiği...

İnsanın hem içini, hem ufkunu açan Urla.

Boğulan kentlilerin,

Ferrarisi’ni satanların,

Yakasını gevşetenlerin...

Akın akın yerleştikleri Urla’dayız  bu kez...

CHP’li Belediye Başkanı Sibel Uyar’ın konuğuyuz.

Bizi Güvendik’te cennetten bir köşede ağırladı Sibel Başkan.

Hem Urla sevdalısı, hem de kadın Başkan olmanın farkıyla...

Urla’yı Türkiye’nin gündemine sokmayı başaran Sibel Uyar..

Rüzgar gibi geçen 4.5 yılını anlattı.

Her zamanki gibi neşeli ve canlıydı.

Egeli kadınlara özgü gücü ve sıcaklığıyla yanıtladı sorularımızı.

66 bin nüfuslu, 50 bin seçmenli...

111 kilometre sahil şeridi olan gözde ilçe Urla’da...

“Sokakta Başkan var...”

Her an, her yerde...

Kendi kullandığı arabayla...

Her köşede karşınıza çıkabilen...

Dediğim dedik...

Bıçkın bir Başkan...

 “Bakarsan bağ olur...”  atasözündeki gibi...

Urla’nın değerlerini gün yüzüne çıkardı.

Bugüne dek sahipsiz, yıkık halde kalmış eski muhtarlık binasının...

Yenilenip cennet bir köşeye dönmüş evi ve bahçesinde...

Bol oksijenli, samimi bir Eylül sohbeti yaptık...

Urla’nın “Varlarını” nasıl ortaya çıkardı?

Üstündeki tozu üflendiğinde...

Hangi Urla’yı görünür kıldı?

Kadın kooperatifleriyle gelen başarı...

Şalvarspor – Belediyespor futbol maçı...

Yükselen değer Urla...

Biz sorduk...

Çalıştıkça dinlendiğini söyleyen Başkan Sibel Uyar,

Urla’nın insanın ufkunu nasıl açtığını...

Yaptıkları ve yapacaklarını...

Yerel seçimlerde CHP’yle birlikte Urla’da yüzde 70’le rekor kıracağını...

Şimdi neden “Urla Zamanı” olduğunu...

Ve 2019 yerel seçimlerinde  neden tekrar aday olduğunu anlattı...

Başkan Sibel Uyar’ın SonSöz’ü, “Ben her türlü varım. Adayım. Sıkıldım oynamıyorum diyecek bir durumum yok, sevdim oynuyorum” oldu.

HER AN HER YERDEYİM...Bahçedeki bu dev çam ağacını anneannemin babası dikmiş. Dedem o zaman muhtar, buradaki kahveyi işletiyor. Aynı zamanda muhtarlık ve bir köy odası var burada. Köy heyetinin yemek yediği bir yer. Tümüyle yıkıktı burası, anneannem anlattı biz onun tarifine göre ocağın yerini yeniden yaptık. Anneannem gelip gördüğünde ben bu ağacın dikildiği günü hatırlayıp ağladı. Ben tüm bu çalışmaları göreve geldiğim ilk gündeki heyecanla yapıyorum. Hiç yorulmadım, hiç keşke demedim. Bu nasıl bir enerji diyenler oluyor? Ben oturamıyorum, bu sabah örneğin sivil araçla etrafı gezdim, şantiyeleri dolaştım. Ara sokakları gezerim, giderim birilerinin yanına otururum. Personel bilir, her an her yerde olabilirim. Onlar da alıştılar artık bana. Bazen sert olabiliyorum neden? Çünkü her şey emanet bize, şehri emin diyorlar ya, bu çok büyük bir laf. Şehrin emanet edildiği kişi olunca yağmur yağdığında düşünüyorsun, bir sıkıntı yaşanır mı diye. Eskiden yağmur yağdığında sadece camlarım kirlenir mi diye düşünürdüm (kahkahalar), algın tamamen değişiyor. Kadınlar ister ya, evde her yer temiz olsun aman insanlar geldiğinde eksik görmesin, öyle düşünüyorsun. Her yer kendi evin gibi oluyor.

VARDI, GÖRÜLMÜYORDU ORTAYA ÇIKARDIKTüm samimiyetimle söylüyorum, her gün şükrediyorum. Bana böyle bir şans tanındığı için. Çünkü sen birçok insanın hayatına vesile oluyorsun, hayatlarına dokunuyorsun. “Bizim Kız” diye bakıyorlar. Göreve geldiğimde dedim ki, Urla İzmir ile Çeşme arasında kalmış üzerinden geçilen bir yer. Ben geçilen değil, gezilen bir Urla yapma niyetindeyim dedim. Çünkü bizim her şeyimiz var, ben buranın insanıyım görüyorum, biliyorum. Tarih desen var, doğa desen var, insan var, turizm var. Bizim yapmak istediğimiz üzerindeki tozu üflemekti, hiçbir şeyi yeniden yaratmadık yoktan varetmedik. Vardı, görülmüyordu ortaya çıkardık. Bu alan da buna bir örnektir, burası belediyeye ait tamamen yıkık bir yerdi. İskele yine öyle... Ben herkes “İyi ki Urla’dayım” desin istiyorum. İyi ki Urla’nın insanıyız desin. İnsanlar “İyi ki...” desin istiyorum. “Ben Urlalıyım” demekten mutluluk duysunlar istiyorum. Herkesin Urla’ya yerleşmek istemesinden memnun olduklarını da anlıyorum.

URLA MODEL KENT SEÇİLDİ

Dünya Belediyeler Birliği’nin Ortadoğu temsilciliğini yapıyorum. Görevim Batı Asya ve Ortadoğu’yu kapsıyor. Sonuçta küçük bir yerin belediye başkanlığını yapıyorum. Bir Dünya Forumu yapıldı, Türkiye’den iki yer belirlendi. Nevşehir ve Urla seçildi. Dünya konjonktüründe aracı kentler diye bir tanımlama var. Metropolleri besleyen etrafındaki uydu kentler anlamında kullanılıyor. Bu uydular ne kadar sağlam olursa metropollerin de o kadar rahat edeceği yönünde yeni bir yapılanma var tüm dünyada. Yerel yönetimlerin aracı kentleri öne çıkararak metropolleri rahat ettireceği çalışmalar yapılıyor.

“TEMATİK PARK GİBİ BİR YER...”Bu konuda Urla’ya gelip sivil temsilciler üç hafta çalıştı. Sosya ekonomik düzey belirlendi, planları alıp çalıştılar. Ciddi bir rapor hazırlandı. Ve Urla eko sisteme duyarlı bir model kent seçildi. Ben de gidip Dünya Forumu’nda Urla’yı bu açıdan anlattım. Urla’nın en önemli özellikleri olarak doğaya, insana ve hayvana saygılı bir kent olması çıktı. Raporu hazırlayan uzmanlar Urla için “Tematik park gibi yer” dediler. Her şey var o yüzden çok önemli. Ada var,deniz var, dağ var, balık var, köy var, kent var, zengin var, halk var, bağ var, zeytin var... Bir de köylerde kadının önde olmasını çok önemsediler. Kadın tarlada çalışıyor ama gelip kahvede de oturuyor. Kahve çalıştıran kadın da var mesela.

KADINA DOKUNDUKBen ilk göreve geldiğimde ilk iş olarak toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe yaptım. Türkiye’de bir ilkti, Ankara Üniversitesi ile birlikte yaptık. Bu çok önemli bir işti. Kadın Aile Müdürlüğü kurdum, oraya gelip her şeyi istediler. Danışma merkezi gibi oldu, hatta pazara gidiyor eli dolu gelip bırakıyor. Diğer işlerini halledip uğrayıp torbalarını alıp gidiyor. Belediyede kadınlara ait bir yer oldu. Kızını bırakıyor, kocam gelip alacak diyor. Çocuğunu emanet ediyor, çocuk dolmuşu kaçırırsa git orada bekle ben gelip alacağım diyor. Günlük rutinde hep yaşanan şeyler bunlar. Hep üretemiyoruz, ürettiğimizi satamıyoruz ya da satabileceğimizi üretmiyoruz derdindeydim.  İlk iş üretici kadın pazarlarını arttırdım. Sonra baktım yaz günü yelek satmaya çalışıyor, üretim planlaması yaparak kadın kooperatifi kurdum.

KUŞKONMAZ ÜRETİMİNE DE BAŞLADIKŞimdi 180 küsur üyesi var, dikiş ve gıda işleme atölyeleri kurduk. İskelede çay ocağı açtık, Balıklıova’da bir işletme var. Sipariş alıyorlar, günlük misafir ağırlıyorlar. Herkes çok mutlu, annesinin yaptığı gibi bir börek ya da yemek bulabiliyorlar. Bayramda çok para kazandılar çünkü ev baklavası yapmayı bilen birçok kadın vardı çok sipariş aldılar. Şimdi tarana, salça, erişte yapıyoruz kış için. Yapamayan gelsin alsın, Urla Karya markası ile satışa sunuyoruz. Tekstil firmaları internetten sipariş veriyor, Türkiye’de en hızlı ilerleyen ilk beş kadın üretimi kooperatifi içindeyiz. Seneye birinci oluruz sanıyorum. Çay ocağında çalışan bir kadın “Ben eskiden insanların gözüne bakamazdım. Şimdi bakıp ne içersiniz diye soruyorum” dedi, psikolojik olarak değişime bak. Çilek üretiminden çok ciddi para kazandılar, 43 dönümde 43 kadın oldu bu sene üretici. Kuşkonmaz üretenler, gojiberry üretenler de iyi gidiyor.

ÇATIR ÇATIR SATIYORUZEnginar da kendini sağlam götürüyor, yüzde 87’lik bir dikim alanı artışı var son 4.5 yılda. Elde edilen gelir yüzde 275 arttı enginardan. İnsanlar domates, patates ekiyor tarlada kalıyor çok üzülüyorum. Bizde tarlada hiçbir şey kalmıyor, çatır çatır satıyoruz. Herkes sağlam parasını kazandı, tarlada hiçbir şey kalmadı. Kimse diyemez ki enginarım elimde kaldı diye. Urla’nın sakız enginarı var, dışarıdan gelenler hibrit enginar. Hibrit çok variyor ama satılmıyor lifli lifli bir enginar. Sakız enginarda bir kökte beş tane varsa, hibritte yirmibeş tane çıkıyor. İçindeki güzel kalbi yok. Enginar Festivali’nde sadece Urlalı üreticiler satış yapabiliyor, sertifikalı hepsi.  Nişantaşı’nda arabalı satıcılar Urla enginarı diye enginar satıyormuş, “Urla’da bir kadın varmış enginarı meşhur etmiş bütün sosyetikler bundan istiyor” diye de anlatıyormuş. Enginar güzel bir yiyecek, kıymeti anlaşıldı. Anneannem 94 yaşında bizde hep enginar yenirdi, zaten vardı biz Urla’nın enginarını görünür kıldık. Başarı da buradan geliyor, aidiyet duygusuyla herkes sahiplendi. Belediye festival yapıyor demiyor, “Festivalimiz var” diyor. Barbaros’ta “Oyuk Festivali” yine çok başarılı bir iş, köy pansiyonculuğu başladı. Çat Kapı evleri var, evin masasında evdeki teyzenin yemeğini yiyor, onları da sertifikalandırıyor. Turizm çeşitliliğimiz arttı, her bölgenin kendine özgü değerini ortaya çıkarıyoruz.

FERRARİSİNİ SATANLAR URLA’DA...Dışarıdan gelenler iki farlı türdeler, bazı gelenler hemen uyum sağlıyor. Bazısı da geldiği kente benzetmeye çalışıyor Urla’yı. Orada sıkıntı oluyor, sen zaten şehirden kaçmadın mı, burada onu arama. Urla bir kasaba, çok büyük şeyler beklemeyeceksin. İnsanı güzel, ilişkileri kavgası gürültüsü var, keyfi de güzel. Mutluluğu var, kasabı bakkalı var. Gelen Urla’yı solusun istiyorum, Urla’yı geldiği yere benzetmesin. Urla’ya kimler geliyor? “Ferrarisi’ni Satan Adam” çok Urla’da. Her şeyini satıyor, geliyor. İşini internet üzerinden yapıyor, sakinlik isteyenler geliyor. Geçenlerde biri “Ay bu İstanbullular artık gelmesin” dedi. Sordum, kendisi üç ay önce gelmiş (gülüyor). Hemen Urlalı oluyor, bu çok önemli bir aidiyet duygusu. Dikey yapılaşmanın olmadığı, ruhunu koruyan bir Urla istiyoruz. Urla’da neden huzur buluyorsun çünkü oturduğun her yerden gökyüzünü görebiliyorsun. Çünkü Urla insanın ufkunu açıyor, bak buradan bakınca taa nereleri görebiliyorsun.

ÇALIŞTIKÇA DİNLENİYORUMBen çalıştıkça dinleniyorum, bir şey yapmadığım zaman sinirim bozuluyor. Eksik hissediyorum, maksimumda çalışıyorum. Bir de okullarım var biliyorsunuz onları okuyorum. Adalet Yüksek Okulu’nu bitirdim, şimdi hukuk fakültesine başlayacağım. Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler yüksek lisansı yapıyorum, ALES’e gireceğim bir de doktora yapacağım. Gittiğim uluslararası toplantılarda kadın yöneticiler, politikacılar sadece kadın haklarından konuşmadığını gördüm. Dünyada Kadın Kozası diye bir akım var, kadınların politika belirlediği bir çalışma. Tavsiye kararları alınıyor.  Dünya Belediyeler Birliği’nin 2030 hedefleri arasında 30 tane sürdürülebilir kalkınma hedefi var. Ben o 30 hedefin çoğunu yapıyorum, raporluyorum. Cinsiyet eşitliği şartı, kamusal alanda kadın güvenliği gibi... Ben kadın sokakta ne kadar rahat olursa kamusal güvenliği o kadar rahat sağlarsın diyerek, kadının görünür olmasını savundum örneğin. Urla’da gece sokağa çıkalım, hiçbir sıkıntı yoktur. Kamusal güvenlik budur. Kadın kooperatiflerini de bu nedenle kurdum, Urla’da kadını görünür kılıyoruz.

URLA’YA HERKES ADAY OLMAK İSTİYORRakam benim işim, ben dersimi çalıştım. 2014 sonrası seçimlerde tüm partilerin aldığı oylara baktığımızda CHP hep artışta. Benim trendim yukarı doğru, yerelde oyları katlarız. Bugün aday olsam rekor kırarım, iddialıyım ikinci dönemde Urla’da yüzde 70 ile rekor kırarız. Benim Urla’da bir dönem daha yapmam gereken işler var. Belediye Başkanlığı farklı bir iş özel sektör gibi değil. Tanju Okan Parkı için üç yıldır uğraşıyorum, izinler alınsaydı iki ayda tamamlayacağım bir yer. Benim bir dönem daha görevde olmam lazım. Yerel seçimlerde partiler kadar adaylar da çok önemli. Küçük yerlerde kişiler de çok önemli, yerel isimler de çok kıymetli. Benim oğlum sporcu, ben ona her zaman dedim ki maça çıkarken iyi hazırlanacaksın. Kime karşı oynuyorsun, ne yapıyorsun, kıymeti harbiyen ne? Bunları iyi bileceksin. Ben yapmam gerekeni yaptım.

BEN BURADAYIM, ADAYIM KARDEŞİM...Urla’da siyasi rakip olarak kendi partimden karşıma çıkacakların sayısı bir elin parmaklarını geçer diye tahmin ediyorum. Urla yükselen bir değer, bu herkesçe malum. Ne güzel ki herkes buraya aday olmak istiyor. Bu Cumhuriyet Halk Partisi’nin de başarısıdır, demek ki burada bir ışık görülüyor. Bu siyasi bir yarıştır, kantara çıkarız. Benim ne yaptığım, nasıl bir insan olduğum, kıymeti harbiyem belli. Kantarın doğru tartmasını ümit ederiz. Kadın olarak da çok önemsediğim bir iş yapıyorum, Atatürk’ün kurduğu bir partide İzmir  gibi bir yerde kadın adayların desteklenmesi, mevcutlara sahip çıkıldığı gibi kadın belediye başkan sayısının artması gerektiğine inanıyorum.

İzmir gibi bir kentte, kadının bu kadar önemli olduğu kentte, Atatürk’ün partisinde mevcudu yok etmek akıllıca olur mu? Benim rakamlarım da ortada hem işlerim, hem de aldığım oy yüzdeleri ortada. Siyasi mücadele belediye başkanlığından daha zor, siyaset daha yorucu bir iş. Siyasetin dinamiği daha farklı işliyor. CHP’de yerelde, genelde kadın aday olmak zorunda. Bizim Atatürk’e borcumuzdur bu. Bizi aday yapmıyorlar diyen kadınlara hep söylüyorum, cesur olun diyorum. Ben şimdi de cesaretle yola çıkıyorum, ben buradayım diyorum kardeşim. Adayım kardeşim diyorum... Ben haram yemedim, alnım ak.

AZİZ BAŞKAN BÜTÜN DİNAMİKLERİ ETKİLERAziz Başkan İzmir’de çok önemli bir siyasi figür. Adaylık konusunda müspet ya da menfi ne karar verirse İzmir siyasetinin tamamını, her şeyi, bütün dinamiklerini etkiler. Benim çok sevdiğim bir siyasi figür ve yönetimsel anlamda İzmir’in bir şansı olarak düşünüyorum. Ranta açılmamış, kırsal kalkınmaya destek verilmiş. Kırsalda Aziz Başkan niye bu kadar sağlam? Herkes o kadar çok seviyor ki Aziz Başkanı. Kuşçular muhtarı Başkanın posteriyle geziyor arabasında. Büyükşehirin yerelde kalkınma modeliyle beş koyun bir koç alan Hilmiye adlı köylü kadının şu an sürüsü var. 

Yerel seçimlerin 31 Mart’ta yapılacağının garantisini kimse verebilir mi? Daha takvim açıklanmadı, başka olasılıklar da var. 1 Ocak’ta seçim yapsalar ne olacak? Her şey olabilir, net bir şey yok. Ben diyorum ki takvim belirlensin, adaylıklar belirlensin, ben zaten mevcut belediye başkanıyım. Her ne olursa olsun ben son güne kadar belediye başkanıyım ve adayım. 1 Ekim’de Aziz Başkan açıklama yapacak, öyle öngörmüştür. Duayen bir siyasetçidir, ben kendisinin kararını tartışacak değilim. Bilmiyoruz şu anda olmaya ergi yapıyoruz. Ama Aziz Başkan yokum derse, ben de yokum demem. Ben varım, ben her türlü varım. Ben adayım, adayım. Sıkıldım oynamıyorum diyecek bir durumum yok, sevdim oynuyorum.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 nazım hikmet
 22 Ekim 2018 Pazartesi 14:19
KİBARİYE İLE BİR AKRABALIĞINIZ VAR MI ACABA?
 mami
 22 Ekim 2018 Pazartesi 12:20
Dilek hanım kızmayın.herkes iki kere ikinin dört ettiğini biliyor.haklı yorumlar var.Ukome nin nasıl olduğunu da bilirim.bir zamanlar ukome katımcısı idim. Şunu söyleyeyim çeşme altı orta caddede araba ile gidemezsin. at arabasına binmişsin gibi.dolmuş aşağıdan geçmez,aşağıdan geçen urladan başka yere gitmez gibi. ben her şeye rağmen sibel hanıma oy vereceğim.onu başarılı buluyorum. ulaşılamaz monşerlere benzemiyor.
 dilek şaşmaz
 17 Ekim 2018 Çarşamba 09:56
arkadaşlar bazı arkadaşların yaptığı yorumlar çok saçma ilk önce araştırın imara açılan yerleri belediye değil çevre ve şehircilik bakanlığı açıyor dolmuş saatlerini trafik ekipleri ve ukm kararı ile birlikte karar veriliyor ayrıca tabiki her insanın eksikleri olabilir sibel hanımında vardır ben urlanın yerlisi olarak eski başkan selçuk beyin üç dönem başkanlık yaptığı günleride çok iyi biliyorum ve selçuk beyin 3 dönem yapamadığını sibel hanım 4 yıl gibi kısa bir sürede yaptı kum denizi,enginar festivali hem esnafı hem tarımla uğraşan vatandaşlarımızı kalkındırmayla ilgili projeleri daha birçok şey var bir araştırırsanız anlarsınız ne demek istediğimi...
 ümit
 28 Eylül 2018 Cuma 16:27
gözüm tutmadı
 yüksel gemalmaz .
 25 Eylül 2018 Salı 15:52
başkan hanımı tanımayı çok istiyordum..çok iyi tanıttınız sevindim..böyle belediye başkanlarımız çoğalmalı..alkışlıyorum.yolu açık olsun..
 Nuriye kececi
 25 Eylül 2018 Salı 10:19
Benim oy um yok artık akşamlari iş cıkışı dolmustan başka araç yok çeşmealtı orta yolda kaldırımlar yok yağmur yağinca heryer göl oluyo heryere imar verildi kuşadası gibi taşlaşmaya gidio güzelim kasabam yazları kafeleri iyi denetleyen zabıtalar yok kokoreçci özcan ve yanindakilerin isi dumani heryerde maviplaj halk plaji düzenleme yok insan süsler azcık bakım yapar ama nerde 2 festivalle bi açilısla eger hizmet anlayısı buysa ben atatürkün partisine yakıştıramadm durak yok yagmurda beklerken ıslanıoruz en erken saattlerde urlaya dolmus yok biraz size oy verenler icin ugraşın gercekten calışın sonra urlanın reklamnı yaparsnz
 Erdal can
 24 Eylül 2018 Pazartesi 22:46
Siradan klişe laflar. İnsanlar aç insanlar işsiz Baba çocuguna harçlik veremiyor,bu sosyal gercegi konuş. Yuvalar yikiliyor. Ülke ne halde. Sen kalkmiş ajidasyon yapiyorsun. Yazik yazik yazik.........
 Vedat kazan
 24 Eylül 2018 Pazartesi 20:19
Yakışır başkanım
 chp li
 24 Eylül 2018 Pazartesi 19:12
aziz başkan var sibel başkan var.aziz başkan yok sibel başkan yok . İŞTE BÜTÜN MESELE BU !
 Ankaralı
 24 Eylül 2018 Pazartesi 18:18
Vallahi ben size söyleyeyim, sizi tekrar aday yapmayacaklar.
Diğer Röportajlar