GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
'Kavga etmem, mücadele ederim'
7 Kasım 2017 Salı 00:00

'Kavga etmem, mücadele ederim'

Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar gazeteciler Fatih Yapar, Mehmet Karabel, Hanzade Ünuz ve Mehmet İşler’in sorularını yanıtladı.

Sağa bakıyoruz mavi, sola bakıyoruz yeşil.

Dünyanın en güzel gökyüzü başımızın üstünde.

Nefes kesici bir manzara...

Şarabın, zeytinin, balığın başkentindeyiz bu hafta.

Urla’nın bitmek bilmeyen kıyılarındayız.

İçimiz açıla açıla geziyoruz.

Hani yok yok denir ya...

Urla da işte öyle bir yer.

Devlet Tiyatrosu var mı, var.

Teknokent var, en güzel üzüm bağları var...

En iyi enginar, en lezzetli balık, en güzel kumsal da var.

Dile kolay denize 111 kilometre sahili olan bir ilçe Urla.

Nam-ı diğer Yarımada.

784 kilometrekare büyüklüğünde, sit nedeniyle çok şükür ki bakir kalmış kocaman bir cennet parçası.

Ve bu cennetin amazon ruhlu Başkanı...

Koltuğuna iyice ısınmış, “Ben Başkanlığı çok sevdim” diyen Sibel Uyar.

Cennet Urla’nın, CHP’li Başkanı.

Nasıl bilirsiniz deseler...

Dobra biliriz, tez canlı biliriz, akıllı ve cabbar biliriz diyebiliriz.

Pek göstermese de,

Hamarat ayrıca.

Hamur açıyor, balık avlıyor, çifte çubuğa gidiyor...

Bir bakıyorsunuz köylü kadınlarla tarhana yoğurmaya oturmuş.

Bir bakıyorsunuz köy sokaklarında elinde fırça evlerin duvarlarını kireçliyor.

Bir gün çöp kamyonu kullanıyor, bir gün forkliftin başında.

Anlıyor hem de bu işlerden, göstermelik değil yaptıkları.

Mücadeleyi seviyor.

Dobra bir Egeli.

Başına buyruk İzmirli.

Dişli bir Cumhuriyet kızı.

Bölge insanını yakından tanıyor Sibel Uyar.

Köylüyü biliyor, derdinden dilinden anlıyor.

Balıkçının mezatına da çare buluyor, çiftçinin tarlasına da.

Kadına, gence, köylüye, esnafa omuz veriyor.

Atadan Urlalı, organik Başkan Sibel Uyar.

Hali hazırda hukuk eğitimi alsa da meslekten gıda mühendisi kendisi.

Son 3.5 yıldır Urla’yı yönetiyor.

1886 yılında kurulmuş Urla Belediyesi’nin ilk kadın Başkanı.

Canla başla, yürekten çalışıyor.

Hurdaya çıkmış, onartıp makam arabası yaptığı 1984 model cipin direksiyonunda sokakları arşınlıyor.

Kesinlikle tekrar adayım, net adayım” diyerek kartını açık oynuyor.

Siyaset, çelmeler, ihanet, rekabet diye sorarsanız eğer...

Zeytinyağlıları “Soğuk” yemeyi sevdiğini söyleyen Başkan Sibel Uyar,

Ege’de Sonsöz’e aklındaki ve kalbindeki Urla’yı anlattı...

AKLIMI YEDİĞİMİ DÜŞÜNDÜLER

Ben meclis üyesiyken iyi bir meclis üyesi olmaya çalıştım. Belediye Başkanlığı hayalim yoktu, gerçekten yoktu. Türkan Miçoğulları ile yıllarca Ege Kadın Dayanışma Vakfı’nda birlikte çalıştık. Kadınlara siyaseten daha cesur olun, tandansınız ne ise o partiye üye olun diye anlattık. Sonra yerel seçim zamanı gelmeye başladı. Kendi kendime sordum, “Sen bir daha meclis üyesi olmak istiyor musun?” İçimdeki ses bana cevap verdi, “Hayır” dedi. Tamam meclis üyesi olmayacağım. Peki siyaseti bırakacak mıyım? “Yooo, hayır”. Bırakmak hiç istemiyorum çünkü çok keyifli. E ne yapacağım, Belediye Başkanlığı. “Kızım seni Belediye Başkanı yaparlar mı” dedim kendime. “İyi düşün” dedi yine aynı ses. 1866’da kurulmuş Urla Belediyesi, tarihinde hiç kadın Başkan yok. Cesaretse ben cesur bir kadınım dedim ve aday olmaya kendi kendime karar verdim. Başkan adayı olma kararımı hiç kimse alkışlamadı. Herkes aklımı yediğimi düşündü. Eşimin ilk tepkisi, “Başına bela mı arıyorsun” oldu. Başkan olacağıma inanmadı, başından gideyim diye “Tamam” dedi (gülüyor).

BIRAKALIM KUMDA OYNASIN”

Ben kavgacı değil, mücadeleci bir kadınım. Ama siyasetçi doğmadım ben mühendisim, bizde iki iki daha dört eder. Siyasette ise “Sen kaç istiyorsun” durumu var. Mücadeleyi severim. Sonra ilk Türkan Miçoğulları’na söyledim ve en zorlandığım kişi o oldu. Bana harika fikir diyecek sandım ama bana “Urla’da vesayetler var” dedi. “Yürü git” dedi. Beni herkes Türkan Miçoğulları aday yaptı sanıyor ama bizim asıl onunla çok ciddi mücadelemiz oldu. 15 gün münazara yaptık. En son gün, “Siz bana kadınlar siyasete girmiyor. Cesur değiller, kadın siyasette olmalı dediniz. Sizin söyleminizle eyleminiz tutmuyor” dedim. Türkan Hanım bana çok şey öğretti, beş yıl kitap okuttu. Ben de iyi ama şimdi o bilgileri ne yapacağım oldum. Siyaseti bırakmak istemiyorum. Belediye Başkanı olmazsam ölürüm diye bir durumum yoktu ama Cumhuriyet’e inanan, Cumhuriyet’i seven, Urla’yı seven bir kadın olarak iyi bir şeyler yapayım dedim. Hiç olmazsa kadın aday olayım dedim. Sonra Selçuk Başkan’a söyledim, ardından Bülent Baratalı’ya söyledim. Çok etkilendiler ama onlara göre en zayıf halka bendim. “Bırakalım kız kumda oynasın” durumu oldu.

BEN BU İŞİ SEVİYORUM

Ben bir işe inandığım zaman o konuyu çok etkili anlatırım. İkna ederim. Sanat Sokağı için Vali Bey’e gitmiştik, masasına açtım projeyi herkes şoka girdi, “Bu ne yapıyor” diye. Vali Toprak dönemiydi bana, “Ne yapıyorsun sakin ol” dedi Vali Bey... Ben heyecanlı heyecanlı anlatmaya devam ettim. Vali Bey sonunda, “Tamam tamam” dedi, Vali yardımcısını aradı ki Sibel Başkan geliyor aman şaşırma gibisinden. Ben böyleyim, heyecanlıyım, bir yere gidersem oradan bir şey alarak dönerim. Şimdi Vali Ayyıldız’dan da destek alıyoruz. Bu bizim hakkımız olan bir şey zaten ama Vali Bey de sağolsun imtina etmiyor. Kültür Varlıkları’ndan kaynak aktarılıyor. 5 milyon lirayı geçecek aldığımız destek. Şimdi Urla İskele’yi yenileyeceğiz. Velhasıl ben bu işi çok severek yapıyorum. Hiç keşke demedim, hep iyi ki diyorum.

BİZİM İZMİR...”

Urla İzmir’in içinden de, dışından da göç alıyor. İzmir’den ciddi göç alıyoruz, özellikle sosyo ekonomik düzeyi yüksek gruplar tercih ediyor. Hayatlarını Urla’ya taşıyorlar. Dışarıdan genellikle İstanbul ve Ankara’dan göç alıyoruz.Geçen gün kuaförde bir hanım “Ben İstanbul’dan kaçarak uzaklaştım ve Urla’da çok mutluyum” diye anlatıyor. Aslına bakarsanız maneviyat arıyorlar, kasaba kültürünü yaşamak istiyorlar. Bütün esnafı tanımak, kasaba manava merhaba demek, sohbet etmek istiyor. İstanbullu bir hanım, “Bizim İzmir” diye anlatıyor, İzmir’in böyle bir özelliği var, benimsetiyor. Urla’nın doğası ne kadar önemliyse, yaşam kültürü de bir o kadar cazip geliyor insanlara. O nedenle tercih ediliyor. Çeşmealtı’nda gece çık kadınlara bak, hepsi çatır çatır geziyor. Restoranların çoğunda kadınlar oturuyor, yabancılık hissetmiyorsun. İstanbul’a gitmek istiyorsa zaten 20 dakikada havaalanındasın... Urla’da bu hava vardı zaten ama bizim dönemimizde biraz daha öne çıktı. Bazı şeyler olgunlaşır ya, şimdi meyvelerini vermeye başladı.

A, B, C PLANLARI VAR

Göreve geldiğimizde 50 milyon lira borç vardı. Şu anda piyasaya hiç borcumuz yok, personele borcumuz yok. 20 milyon lira kadar SSK ve vergi borçlarımız kaldı. Bizde 62 bin nüfus deniyor ama yaz kış oturan 110 bin nüfusumuz oldu artık. Kadron ona göre yetmiyor, gelirlerini artırman lazım ama emlak vergisi olayında başımıza neler geldi. Urla kısa sürede çok ciddi ivme kazandı. Bu çok iyi irdelenmesi gereken bir iş. Bu kararı sadece Urla Belediyesi almadı, kurulda kaymakamlık, mal müdürlüğü, ticaret odası, muhtarlıklar var. Revize edilmesi gerekiyor. Dava açmak istedim kabul edilmedi. Şimdi torba yasayı bekliyoruz. Ama bu konuda A, B, C planlarımız da var.

İmar konusunda bizde hakkı varsa alır, yoksa almaz. İnsiyatif kullanması gereken yerde vatandaştan yana kullanılır. Başkana gidelim iş halledelim yok bizde. Israr eden olursa bu bürokratın başını derde mi sokayım diyorum, peki diyerek gidiyor. Bazen de münazara yapıyoruz sıkıntılı işlerde, tarafları aynı masada buluşturuyorum. Ben dış göz oluyorum, doğruyu öyle buluyoruz.

URLA’DA DEVLET TİYATROSU

Bir gün Sedat Şenoğlu diye birisi kapıyı çaldı, “Merhaba, ben Urla için bir şeyler yapmak istiyorum. Ben devlet sanatçısıyım ve Van eski Devlet Tiyatrosu müdürüyüm. Benim bir hayalim var, Urla’ya Devlet Tiyatrosu getirmek istiyorum” dedi. Ben de “Başım gözüm üstüne, keşke olsa” dedim. Biz bir başladık Sedat hocayla çalışmaya... Doğru zamanda, doğru kişilere gittik. Sahne olmadığı zaman Urla AKM’yi teklif ettik, teknik ekip geldi inceledi. Kabul edildi, tiyatroya göre düzenleme yapıldı. Şu anda dört oyun var, hepsi kapalı gişe oynuyor. Türkiye’de sadece 28 ilde var Devlet Tiyatrosu, bir de Urla’da var. Biz Urla Devlet Tiyatrosu’yuz. Türkiye’de Devlet Tiyatrosu olan tek ilçe biziz. Sonra ben Devlet Tiyatrosu’ndan hoca istedim, konservatuar kurduk.

TEKNOKENT GELİYOR

Belediye binasını merkezden taşıma niyetimiz var. Merkezi dışa alarak önce şantiyeyi Özbek tarafına taşıyacağız. Üç ana büyük şantiye olarak ayıracağız. Temizlik, Park Bahçe, Fen İşleri ayrı şantiyelerde olacak. Hastane kavşağındaki terminal alanına belediye hizmet binasını inşa edeceğiz. 18 dönümlük bir alanda altında iki kat otopark olacak. Terminali de Büyükşehir Belediyesi şu anki şantiye alanına yapacak. Yani ilçe terminali şu anki şantiye alanına taşınacak. Urla’nın giriş noktalarını Urla’nın dokusuna uygun hale getiriyoruz. Yeni bir protokol camii de yapılacak. Bizim Urla’da bir çekek yerine ihtiyacımız var, 111 kilometre sahili olan bir yerde çekek yerimiz yok. Ayrıca Yüksek Teknoloji bölgesinde 2 bin dönüm alana teknokent geliyor. Türkiye’de ilk olacak, Sanayi Bakanlığımız ilgileniyor konuyla.

İMARA AÇTIĞIMIZ YER YOK

Bizim Urla olarak en büyük derdimiz mevzi imar planlarının çok olması. Şimdi 5 binlik ve binlikleri Büyükşehirle birlikte yapıyoruz, planlar bir daha gitti geldi olmasın diye. Mevcut dokuyu koruyarak plan yapmaya çalıştık. Gözünüze batmayacak yapılar olsun istiyoruz. Urla 784 kilometrekare büyüklüğünde bir ilçe. 100 binlik ve 25 binlik planlarda Urla’nın yüzde 94’ü korunacak alan olarak belirlendi. Yüzde 6’lık alanın da yüzde 5 – 5.5’u zaten yapılaşmış. Bizim imara açtığımız hiçbir yer yok. İmara açmak gibi bir derdimiz yok. Ben önceki Belediye Başkanlarına da buradan teşekkür ediyorum ki Urla’nın dokusunu bozmamışlar. Neden tercih ediliyor Urla? Önde gelen sebebi de bu, doğallığının bozulmamış olması.

ÇİLEK DE ÜRETİYORUZ, PEYNİR DE YAPIYORUZ

Büyükşehir Tarımsal Daire Başkanlığı’nı kimse küçümsemesin, o kadar önemli bir iş yapıyorlar ki. Geleneksel yöntemlerle teknolojiyi buluşturuyorlar, öğretiyorlar. Yerelde kalkınmanın en önemli ürünü enginardır. Katma değeri yüksek ürünler üretmek önemli. Çilek Urla’da hiç yetiştirilmemişti. Biz Balıklıova’da üç çilek üreticisiyle başladık, Büyükşehir fide dikimine kadar yardım etti. İş tuttu şimdi 28 çilek üreticisi oldu Balıklıova’da çilek yetiştirip para kazanıyorlar. İnsanların hayatları değişiyor, mesela Zeytinler köyünde de bir Hilmiye ablamız var. Büyükşehirin desteğiyle 5 koyun bir koç ile başladı, şimdi sürüsü oldu. Ürettiği süt ile peynir yapıp satıyor ve geçen gün diyor ki bana “Başkanım acaba bir kahvaltı salonu mu açsam”. Enginar, zeytin, balık, kesme çiçek var üreticinin para kazandığı.

ÇÖP KAMYONU KULLANIYORUM

Ben iş makinası da dahil bütün araçları kullanabiliyorum. Finisherle asfalt döktüm, forklifti çok seviyorum, çok keyifli. Belediyeye araç aldığımızda ilk ben kullanırım, çöp kamyonu dahil. Geçen gün çift kabin kamyonet aldık, getirin dedim bindim. Köprübaşında kornaya datdaradattat diye basarak “Parasını peşin verdim aldım” diye gezdim (gülüyor). Bu sabah da ciple gezdim sokaklarda. Ben araba kullanmayı seviyorum. Ben çocukken de böyleydim, babam hala bana bilader der. Anneannem “Tam kendine göre bir iş buldun” diyor. Ben hiç yerimde duramazdım çocukken.

ORASI ŞİMDİ SEMT MERKEZİ OLDU, ARTIK HALKA AİT

Balıklıova’da büyük gürültülerle yıkılan kamp yerine açtığımız Semt Merkezi’ni kadınlar işletiyor ve haftanın yedi günü açık. Balıklıovalı hanımlar dönüşümlü çalışıyor. 18 dönüm büyüklüğündeki bu alan artık halka açıldı. Kahvaltı da var, ızgara balık da. El emeği börek, pasta, çörek de var. Her şey doğal. Eve ekmek götürüyorlar, çocuk okutuyorlar. Semt Evi’nde aynı zamanda halk oyunları, dikiş kursu da açıyoruz, o kurslara geliyorlar. Tiyatro yapıyorlar, el sanatları öğreniyorlar.

Yine burada 30 Ağustos’u kutladık bu sene. Plaj futbolu etkinliği yaptık. Haftasonları köy pazarı kuruluyor. Bu alanın tamamı Urla Belediyesi tarafından yapıldı, ihaleye çıkılmadı. 8 bin 460 bitki diktik yine bu alana. 260 kişilik bir anfi tiyatro yaptık. Daha önce halka kapalı olan bu alan artık hiç kimsenin ama herkesin. Bu alan tam bir yaşam merkezi oldu artık.

İYİ Kİ VARLAR

Urla’da devletin bir çok kademesinde yer almış bir çok önemli isim de yaşıyor. Bakanlar, paşalar, belli dönemde Başbakan ve Cumhurbaşkanı. Bu bir risk olarak görülebilir ama beni diri tutuyor. Hiçbir tarafı boş bırakmıyorsun, her daim bir şey olur. Aziz Başkan gelir tavlasını oynar, vekiller var. Avantajı da var, dezavantajı da ama bu seni sağlam tutuyor. Hep hazırlıklısın, mesela Ahmet Sarışın yazar. Dediği konuya bakarız, olabilecek bir şey mi? Olumlu eleştiri başım gözüm üstüne, her türlü dikkate alırım. Ne diyorsun? Ben bunu görememişim, burada nihayetinde bir tecrübe var. O daha iyi görmüş, bunu uygulayayım diyorsun. O nedenle iyi ki varlar.

HER TÜRLÜ ADAYIM

Kesinlikle adayım, net adayım. Hiç bırakmaya da niyetim yok. Öyle böyle değil, adayım. Koşarak Urla’ya giderim yine adayım. Her türlü adayım bırakmaya hiç niyetim yok. Ben her gün uyandığımda bu işe şükrederek uyanıyorum. Çünkü birilerine vesile olabiliyorsun, birinin hayatına dokunuyorsun. Yerel siyaset çok keyifli, bütün sıcaklığını yaşıyorsun. Hele şu zamanda kenara çekilip oturmaya hiç niyetim yok. Stratejik planımız var, şu anda yüzde 80’nini tamamladık. Biz bozulmamış bir Urla için çalışmaya devam edeceğiz. Urla’da kat yok, tarım alanlarını katletmek yok, denizimizi, suyumuzu kirletmek yok. Hep söylüyorum, ben köylüyüm diyorum. Bunu bozmadan bir üst nesile nasıl aktarırız diye bakıyoruz. Urla’da özgürlükler var, bu engellenmemeli. İnsanlar buraya geldiğinde çağdaş Urla demeli. Benim amacım bu, yeniden Amerika’yı keşfetmeye gerek yok. Urla’da doğayı koruyacağız, öyle aman aman tüneller, köprüler olmayacak.

AZİZ BAŞKAN DEVAM ETMELİ

Adaylıktan önce Aziz Başkan ile tanışıklığımız yoktu. Ama Aziz Kocaoğlu İzmir siyasetini çok iyi koklayan biri, bu herkesçe malum. Sonra tanıştık, beni o buldu. Genel Merkez’e her seferinde tek başıma gittim, hiç kimsenin ismiyle, referansıyla da gitmedim. Aziz Kocaoğlu kesinlikle bir dönem daha Başkan olmalı. Türkiye çok zorlu günlerden geçiyor. Ben Aziz Başkan’ın bu işi hakkaniyetiyle yaptığına inanıyorum. Bir kere ben “Babam” diyorum, öyle hissediyorum. Kesinlikle o Başkan olmalı, ben başka hiç kimseyi oraya oturtamıyorum. Ben önümüzdeki yerel seçimin diğerleriyle aynı olmadığını düşünüyorum. Çok daha farklı irdelenmeli, İzmir Türkiye için de çok önemli bir yer. Aziz Başkan’ın İzmir’deki gücü de biliniyor. Yeni tur yeni şans bilmiyorum ne kadar olur. Bu çok önemli bir seçim çünkü. Aziz Başkan sonunda ne diyeceğini, en iyisini bilir (gülüyor).

BİRİLERİ TERS KÖŞE OLUYOR

Adaylık son derece demokratik bir hak. Herkesin gönlünden geçebilir, ben asla kimse aday olmayacak diyemem. Ben şu anda sadece iyi bir Belediye Başkanı olmaya çalışıyorum. Hata yapmamaya çalışıyorum ama hatam yoktur da demiyorum. Ben insanım, benim niyetim kötü değil, bu konu net. Bunu anlamak istemeyenler bazen ellerine bir oyuncak geçmiş gibi seviniyorlar ama o iş öyle bir dönüyor ki... Semt Evi açtığımız bu kumsalı da ranta çevireceğimi söylediler, sonuç ortada. Ters köşe oluyorlar. Bütünlemeye kalmak gibi, onlar hep bütünlemeye kalıyor. Ne yapalım? Bir daha girerler sınava.

Tekrar söylüyorum, ben kimseyle kavga etmem. Cevap da vermiyorum, çünkü polemik yaratılıyor. Neden çünkü zaman çok değerli ve Urla çok geniş bir alan. Yapacak çok işimiz var. En güzel cevap Balıklıova’da yaptığımız yıkımın Sağlıklı Kentler Birliği’nin 103 projesi arasından Türkiye’nin en iyi kentsel dönüşümü seçilmiş olmasıdır. Geçen hafta Kahramanmaraş’ta ödül aldım, ahan da cevap. Ben zeytinyağlı yemek yemeyi severim, zira soğuk yeniyor...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 meltem Duzbastilar
 14 Kasım 2017 Salı 21:58
2004 den beri ailemle birlikte Urlada yaşıyorum.Urla ya yerlesmemle beraber Urla da insanların yaşamına dokunacak sosyal sorumluluk projelerinde calisiyorum.Sibel Başkanın çalışmalarını değerlendirmek icin; kendisine
 Lombak
 10 Kasım 2017 Cuma 13:41
Urla'da bazı villalarla mücadele edebildi mi?
 selçuklu
 7 Kasım 2017 Salı 16:03
selçuk'ada lazım böyle bir başkan
Diğer Röportajlar