GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Sağlık
16 Eylül 2021 Perşembe 09:18

Prof. Dr. Gürüz aşı karşıtlarına isyan etti: Açıklamalar bilim ve akıl dışı!

Aşı Bilimi Derneği Başkanı ve Ege Üniversitesi aşı geliştirme, Uygulama ve Araştırma merkez müdürü Prof. Dr. Adnan Yüksel Gürüz, Ege Üniversitesi ARGEFAR bünyesinde  geliştirdikleri  koronavirüs DNA aşısının Faz-1 çalışmalarına başlamak için sona geldiklerini açıkladı. Son zamanlarda artan aşı karşıtı söylemlere ilişkin de konuşan Prof. Dr. Gürüz, “200 yıl geriden gelen bir kafayla yarı maymun, yarı insan çocuklar doğacak diyerek tamamen bilim dışı, akıl dışı açıklamalar yapıyor” dedi.

Menduha CEYLAN / EGEDESONSÖZ- Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Aşı Bilimi Derneği Başkanı, Ege Üniversitesi Aşı Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Adnan Yüksel Gürüz, Ege Üniversitesi ARGEFAR bünyesi altındaki COVID-19’a karşı hızlı DNA Aşı Geliştirme Grubu'nun, TÜBİTAK desteğiyle geliştirdiği aşıda Faz-1 aşamasına geldiklerini aktardı.

Geliştirdikleri DNA aşısının 8 bin doz üretimini yaptıklarını belirten Prof. Dr. Gürüz, “Yaklaşık 3 aydır toksisite çalışmaları ve  ‘GMP’ üretim için ATABAY firmasının hazırlıklarını tamamlamasını bekledik. Süreç devam ediyor, Helsinki bildirgesi gereği onaylanmış bir kaç aşı olduğundan artık klinik aşamada plasebo dediğimiz boş aşı yerine onaylı aşılardan birine meydan okumamız gerekiyor. Bu konuda karar TÜBİTAK ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinin görüşmeleri sonrasında netleşecek. Bu işlemler sonrası Faz-1 çalışmasına başlayacağız” diye konuştu.

DNA AŞISI UZUN SÜRELİ KORUMA SAĞLAYACAK
Prof. Dr. Gürüz, sürecin uzamasıyla beraber aşımızın geleceği ve insanlığın aşıya olan gereksinimi nedeniyle endişelendiklerini söyleyerek, “Biz aşımıza hayvan deneylerinin sonuçlarına bakarak çok güveniyoruz. Sekiz kişilik ekibimiz gün geldi 24 saat aralıksız laboratuvarda kaldı… Biz, aşımızın insanlarda da uzun süreli ve çok iyi koruma sağlayacağına inanıyoruz.  Kanser aşılarında ve veterinerlikte başarılı DNA aşıları var. Geçen hafta Hindistan COVID-19 için ilk kez bir DNA aşısına acil kullanım onayı verdi, bu DNA aşıları için önemli bir milat. Bu yolda geride kalmak bizi çok üzer. Bizim DNA aşımızın bir özelliği ise mevcut aşılardan daha önce, uzun süre etkin olacağının biliniyor olması. Çalışma prensibi nedeniyle bu beklenilen bir sonuç. SARS-CoV-2 bir RNA virüsü ve DNA’sı yok. Biz önce virüsün RNA’sından mRNA aracılığıyla DNA elde ediyoruz. Elde ettiğimiz DNA hücre içine girip çok uzun süreli hafıza oluşturuyor. Maliyeti çok düşük aşımızın, şu an Türkiye’de uygulanan aşılar 20 Euro’ya alınıyor, bizim aşımız bunun çok altında mal olacak. Aşımız, Türkiye’yi büyük bir yükten kurtaracak” ifadelerini kullandı.

200 YIL GERİDEN GELEN BİR KAFAYLA...
Gürüz, aşı karşıtlarının yaptıkları açıklamaların bilim ile uzaktan yakından alakası olmadığını söyleyerek sitem etti. Gürüz, aşı karşıtlarının yaptıkları açıklamaların içinin boş olduğunu örnek üzerinden açıklayarak şu sözleri söyledi:

“Jenner, 1700’lü yıllarda çiçek aşısını geliştirirken sığır çiçeğini geçiren sığırlardan aldığı lenf sıvısı ile variolasyon aşılama yaptığında ruhban sınıfından çocuklarınız inek gibi doğabilir yorumu yapılıyordu. Halen, ülkemizin değerlerine sonuna kadar inanan bir siyasetçinin oğlu çıkıyor 200 yıl geriden gelen bir kafayla yarı maymun, yarı insan çocuklar doğacak diyerek tamamen bilim dışı, akıl dışı açıklamalar yapıyor. Necmettin Erbakan gibi bir mühendis dehanın veliahtlarının bu tip açıklamalar yapması hiç hoş değil. Necmettin Erbakan, bilime inanan bir insandır. Veliahdının böyle bir açıklama yapmış olması insanlık ve islam adına son derece yanlıştır. Her insan bedeni Allah’ın ona emanetidir, ona iyi bakmak hepimizin mecburiyetidir. Emanete hıyanet olmaz. Şişmanlamak, aşırı zayıf kalmak, iyi beslenmemek, hastalıklardan korunmak için yeterli tedbir almamak, hijyene dikkat etmemek gibi hususlar inançlı bir insanın uzak durması gereken şeyler. Böyle insanların vücudun ve aklın bize emanet edildiğini unutmadan konuşma yapmaları gerekiyor. İnançlı hiç kimse insan sağlığının ve bilimin önünde duramaz. ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ diyen Hz. Ali’nin; ‘İlim Çin’de bile olsa, gidiniz’ diyen peygamberimizin ümmeti olduğunu iddia edenler, böyle açıklamalarda bulunmamalı. Bilimin karşısında hurafelerle konuşulmaması gerekiyor.”