GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
18 Haziran 2019 Salı 11:30

Oda Başkanı Kocaer: Kültürpark içerisinde fuar istemiyoruz!

Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer, “Kültürpark’ın içinde hangi fonksiyonlar yer alacak bunlar belirlenmeli. Fuar kullanımının artık hayata geçiş biçiminin Kültürpark’a zarar verdiği ortada. Biz artık Kültürpark içerisinde fuarı istemiyoruz bunu söyleyebilirim. Geçmiş yıllarda yapılan fuarların verdiği zararlar olmuştu” dedi.

EGEDESONSÖZ-Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer, Sonsöz TV’de yayınlanan Günaydın Ege Programına konuk oldu ve Aslı Eren’in sorularını yanıtladı.

“SOYER KÜLTÜRPARK KONUSUNA GİRİŞ YAPTI”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve kentteki sivil inisiyatifin buluştuğu Arama Konferansını değerlendiren Başkan Kocaer, “Belediye Başkanımız Tunç Soyer arama konferansı ile Kültürpark konusuna giriş yaptı. Geçmiş dönem Aziz Kocaoğlu’nun bir projesi vardı ve bizim de itirazlarımız vardı. İstenmeyen bir süreç işledi. Onu arkada bıraktık. Önümüzde yeni bir süreç var. Katılımcı bir süreçle Kültürpark’ın geleceğinin tasarlanması gerektiğini hep söylemiştik. Dünkü toplantıyı katılımcılığın başlangıcı olarak değerlendiriyoruz. Salon oldukça kalabalıktı, halkın yoğun ilgisi vardı. Uzun süredir belediyeden beklenen bir buluşmaydı. İzmirli Kültürpark’ına uzun zamandır sahip çıkıyor. Katılım da hepimizi umutlandırdı” dedi.

 “KÜLTÜRPARK İÇERİSİNDE FUAR İSTEMİYORUZ”
Fuar kullanımının Kültürpark’a zarar verdiğini belirten Başkan Kocaer, “Öncelikle mevcut alanın korunması gereken alanları geleceğe taşıyan bir yapı kurulmalı. Kültürpark’ın içinde hangi fonksiyonlar yer alacak bunlar belirlenmeli. Fuar kullanımının artık hayata geçiş biçiminin Kültürpark’a zarar verdiği ortada. Biz artık Kültürpark içerisinde fuar organizasyonu istemiyoruz bunu söyleyebilirim. Geçmiş yıllarda yapılan fuarların verdiği zararlar olmuştu. Çeşitli etkinliklerin gerçekleştirildiği alanlar var. Paraşüt kulesi, gazinolar, tiyatrolar gibi. Parkın içerisinde ciddi bir sert zemin kullanımı var, yaya öncelikli bir zemin değil de taşıtlar için bir düzenleme var. Bundan kesinlikle artık vazgeçilmeli. Kültürpark’ın içerisinde olması gerekmeyen fonksiyonların artık olmaması gerekli. Belediyenin bunu artık ciddi şekilde değerlendirmesi gerekiyor. Belediyeye ait de çokça bina var, bunların da Kültürpark’a hizmet etmeyen yapılarının buradan kaldırılması gerekir. İçerideki işgaliyelerin de Kültürpark’a yeşil alan olarak kazandırılması gerekiyor” dedi.

“FUAR ORGANİZASYONLARI KÜLTÜRPARK’A ZARAR VERİYOR”
Kültürpark’a hizmet etmeyen hiçbir organizasyonun burada gerçekleştirilmemesi gerektiğini ifade eden Kocaer, “Artık iktisat fuarları Gaziemir’e taşındı. Bu taşınmanın ardından Kültürpark içerisindeki hangar yapıları boşa çıktı. Kültürpark içerisinde kitap fuarı büyük ilgi görüyor. İzmir Fuarı artık yapılmasın demiyorum ancak farklı bir fonksiyonda değerlendirilmeli. Kültürpark’a hizmet etmeyen bir fuarcılık anlayışının burada yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Mevcut fuar organizasyonunun Kültürpark’a ciddi zarar verdiğini düşünüyoruz. Bunun yeniden değerlendirmesi önemli. Gelenekselleşmiş bir yapıda, bunun nasıl dönüştürülmesi gerektiği tartışılmalı. Bu alana zarar verecek her türlü eylemden ve faaliyetten kaçınmalıyız. Geçen yıl yapılan fuarda bir motor şovu yapılmıştı, burada insanların bile basmaması gereken bir zeminde böyle bir şovun yapılmaması gerekirdi. Kentin farklı kamusal alanlarında yapılan fuarlar var. Fuarın içerisinde neler görmek istediğimiz önemli. Hangarların içerisinde artık ne kadar kültürel ve sanatsal ürünler görebiliyoruz. Artık ticari fonksiyonlarla işgal edildiği bir organizasyon haline geldi. Böyle bir organizasyona açıkçası ihtiyacımız yok” diye konuştu.

“KÜLTÜRPARK ALELACELE PROJELENDİRİLMEMELİ”
Kültürpark’ın 90 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirten Kocaer,“Kent merkezinde halkın yoğun olarak kullandığı bir alan. Böyle bir alanın alelacele projelendirilmesi doğru değil. 25 yıl önceki projenin revizyonunu gördük. Kültürpark’ın bir imar planı var. 3’üncü derece tarihi doğal sit. Koruma statülerine uygun bir plan yürürlükte yok. Mevcut planı mevzuatlara uygun yapılması lazım. Hukuka aykırılıklar içerdiğini fark ettik. Geçmiş proje artık geçmişte kaldı ancak elimizde bir koruma amaçlı imar planı var. Bu geçen dönemin bir mirası olarak kaldı. Öncelikli olarak koruma amaçlı imar planı yapılması daha sonra detayların konuşulması gerekiyordu. Bu plan şu anda bakanlığa gitti ve şu an görüşme aşamasında. Bu konuda Tunç Soyer ile görüştük ve bu koruma amaçlı planın bizimle paylaşılmasını istedik. Buradan olumlu dönüşler var. Ortak havuzdan bizim kastımız katılımcılık konusudur. Kültürpark sadece İzmirliye ait değil, tüm Türkiye’ye aittir. O havuz dediğimiz oluşumda Kültürpark hakkında herkesin görüşlerinin toplanmasını istiyoruz. Halkın da nasıl bir Kültürpark istediği konusunda görüşleri alınmalı diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“KÜLTÜRPARK BİR VAHA”
Kültürpark’ın kent içerisinde bir vaha olduğunu söyleyen ve içerisinde çok sayıda canlı türünü barındırdığını ifade eden Kocaer, “Kültürpark biraz kendi haline bırakılmış. İşgaliyeler fazlalaşmış, istenmeyen kullanımlar artmış, belli saatlerde gürültülü oluyor. Aslında baktığınızda Kültürpark bir vaha, içerisinde çok sayıda bitki ve canlı türü var. İzmir’de göremeyeceğimiz bitki türleri Kültürpark’ta yaşıyor. Ayrıca orada 50’den fazla kuş türü yaşıyor. Her dönem doğal ve tarihi doğasının yenilenmesinden öte biz bu alanı nasıl değerlendiririz diye düşünülmüş. Yapılaşmaya maruz kalınmış, ticari alanlar kendi halinde işler vaziyette, denetim yok. Doğal dokusu kendi halinde bırakılmış ve yıpratılmış” dedi.

“KÜLTÜRPARK’IN KAPILARI YETERSİZ”
Kültürpark alanına girişlerin kolaylaşmasıyla kullanımının artacağını belirten Kocaer, “Ahmet Piriştina zamanında hangar yapılar yapılırken bunların geçici olduğu ifade edilmiş ancak üzerine katlana katlana bugünkü hale getirilmiş. Artık bilimsel araştırmalarla, geleceğinin tasarlanıp, imar planlarının hazırlanarak bir an önce orası için adım atılması gerekiyor. Bizler de artık Kültürpark’ı daha iyi halde görmek istiyoruz. Kültürpark’ın duvarları da tartışma konusu ancak bu kadar yoğun odaklanılmamalı bu konuya. O duvarlar Kültürpark’ın tarihi yapısıyla da uygun. Orası yapılırken o duvarlar tasarlanmış. Kapıların yetersizliliği söz konusu. Eskiden Buca’da Hasanağa Bahçesi’nin de etrafında duvarlar vardı. o duvarlar kalkınca kullanımı da arttı ancak Kültürpark farklı bir yapı. Kültürpark’ın hemen yanından başlayan bir doğal yapı var. Ağaçlar bitkiler hemen duvarın dibinde ve duvarın diğer tarafında yaya ve karayolu var. Bu durumda oradaki bitkilerin tahribatı söz konusu olabilir. Belki transparan bir yapı ile değiştirilebilir ve kapı sayısı arttırılarak kullanımı arttırılabilir” ifadelerini kullandı.

“MESLEK ODALARI TOPLUM YARARI İÇİN ÇALIŞIR”
Meslek odalarının bazı kararların karşısında durduğu için toplum tarafından yanlış anlaşıldığını ifade eden Kocaer, “Meslek odaları istemezükçü olarak lanse ediliyor ancak meslek odaları hiçbir menfaat gütmeden kamu yararı için çalışan yapılardır. Kent yönetimi zor bir konu ve işin içerisinde politika var. Tabii ki kenti yöneten ve yönetmek isten çokça aktör var ve her aktörün kendine özgü düşünceleri var. Ancak ortada bir gerçek var ve biz konuya bilimsel olarak yaklaşıyoruz. Toplumun ihtiyacı olmayan hiçbir konunun kent gündemine gelmemesini, ihtiyacı olmayan yatırımların yapılmamasını istiyoruz. Bu düzende siz bazı şeylerin karşısında durduğunuzda sizi böyle farklı şekillerde lanse edebiliyorlar” diye konuştu.

“BASMANE ÇUKURU ESKİDEN KÜLTÜRPARK ALANINA DAHİLDİ”
Geçtiğimiz günlerde inşaat firması tarafından feshedilen anlaşma nedeniyle bir kez daha kent gündemine oturan ‘Basmane Çukuru’ olarak adlandırılan alan için de değerlendirmelerde bulunan Başkan Kocaer, “BasmaneÇukuru’nun olduğu bölge, eski dönemlere baktığımızda Kültürpark’ın içerisindeymiş. Ancak daha sonra yapılan değişikliklerle o alanın dışında bırakılmış ve bazı kuruluşlara peşkeş çekilmiş bu alan. Geçtiğimiz günlerde Folkart’ın buradaki sözleşmeyi feshetmesiyle yeniden gündeme geldi. Önümüzde yeni bir dönem var, bu sürecin nasıl olacağını takip ediyoruz. Bizim de taleplerimiz var, bu alanın yeniden kamuya kazandırılmasını istiyoruz. Sadece belediyeden beklememek lazım kenti yöneten bir çok kurum var. Biz bu kurumların tümünden bu girişimleri talep ediyoruz. Bu alanda çok yoğun bir yapılaşma söz konusu. Anacak bu alan bu denli yapılaşmayı kaldıracak bir alan değil. Yakınlardaki Kültürpark ve Kemeraltı gibi bölgelerin de dokusunu bozabilir. Bu alanın farklı kamusal alanlar olarak da tasarlanması mümkün. Kültürpark’ın çevresi ile ele alınmasının gerekliliğinden bahsediyoruz. Kadifekale, Alsancak ve Basmane bölgeleri de bunun içinde düşünülmeli. Zemin açısından Alsancak bölgesinde yüksek yapılaşmanın mühendislik açısından bir çözümü bulunabiliyor ancak bunun çeşitli farklı sorunları olacaktır. Bir kent silueti ve kent karakteri vardır. Bu siluet kentin kimliğini de ortaya koyar. Kentin böylesine orta alanında 260 metrelik bir yapıyı kabul edebilmek normal değil. Bir kentte yapılaşma yüksekliğini belirleyen mevcut bir kimliği olmalı, bunu bu şekilde değerlendirmek lazım” dedi.

“TRAMVAY KONUSUNDA İTİRAZLARIN KARŞILIĞINI ŞİMDİ GÖRÜYORUZ”
İzmir’de ulaşım konusunun özellikle son 4-5 yıldır artan göç ile birlikte hepimizin hayatına giren bir sorun olduğunu belirten Kocaer,“Belediyenin ulaşım master planı 2030 yılını kapsıyor ancak her 5 yılda bir güncellenmeli. Bir alanı yalnızca ele almak yerine kentin bütününü ele almak gerekiyor. Bu planda bu şekilde davranıldı ve bu planda alınan kararların biz de takipçisi olacağız. Ortak bir karar var, toplu ulaşımı arttırmalıyız. Maliyet açısından da daha uygun. Yer altı metro planı önceki dönemki master planın hedeflerine bile ulaşamadı. Mesela Buca’ya giden hala bir metro yok. Bornova’da Otogar’a giden bir hafif raylı sistem önerisi vardı önceki planda ama bakın hala bunu başaramadık. Kentin merkezinin araç trafiğinden arttırılması. Tramvayla ilgili yapılmadan önce çok ciddi itirazlar vardı ve şu an o itirazların karşılığını alıyoruz. Kent merkezinde trafiği sıkıştırdı, bazı bölgelerde kaos oluştu ve yayalar açısından ulaşılması güç bölgeler oluşturdu. Bir çok bölgede yolun karşısına geçmek isteyen vatandaşlar için zorluk yaratıyor. Kent içerisinde bazı bölgelerde battı çıktılar yapılıyor ancak Avrupa artık bu yöntemi terk etti” ifadelerini kullandı.