GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
20 Kasım 2020 Cuma 12:29

Lokantalar kapandı, meydan seyyara kaldı... Pilav üstü korona!

Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Aykut Yenice, koronavirüs tedbirleri kapsamında lokantalar hakkında alınan karar hakkında değerlendirmelerde bulundu. Yaşadığı bir olayı anlatan Yenice, “dükkanım kapanmış ve seyyar satıcı benim dükkanımın önünde ağzında maske yok, pilav satıyor. Pilavları yiyip gittiler, bir de tabakları benim dükkanımın önünde bıraktılar! Bunları ben temizledim. Benim dükkanımda virüs var ancak seyyar satıcıda yok. Dükkanımın karşısında ağzına sigara koymuş seyyar satıcı çay satıyor. Bu bir düzene başkaldırıdır" dedi.

EGEDESONSÖZ- Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Aykut Yenice, SonSöz TV’de Gazeteci-Yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı. Programın gündeminde koronavirüs önlemleri kapsamında alınana önlemler vardı.

İçişleri Bakanlığı, yayınladığı genelge ile Restoran, lokanta, pastane, kafe, kafeterya gibi yeme ­içme yerlerinin 10.00- 20.00 saatlerinde sadece paket servis veya "gel­-al" hizmeti verecek şekilde açık olabileceği ve restoran, lokanta veya online yemek sipariş firmalarınca saat 20.00'den sonra sadece telefonla ya da online sipariş üzerine paket servis hizmeti verilebileceği açıklanmıştı.

NE OLDU, KORONADAN BİR LOKANTACI MI ÖLDÜ?
Karara tepkili olduklarını söyleyen Yenice, “Korona için bu tedbirlerin geleceğini biliyorduk. Özellikle bir bilim kurulu hocamız var ve her gün televizyonda ‘lokantalar kapatılsın’ diyor. Ne oldu koronadan bir lokantacı mı öldü? Bu çağrıyı yaparken bizi çağırsaydı ve eksikliklerimiz söylenseydi… 2 günlük lokanta ve restoranlar final yaptı. Çünkü işin psikolojik bir boyutu var. İnsanlar diyor ki benim gittiğim lokanta ve kafeden virüs bulaşıyor. Adam bakıyor ki AVM'ler açık, uçağa biniyor dip dibe, toplu taşımaya biniyor inanılmaz bir kalabalık… Sokakta insanlar elinde sigara ile dolaşıyor ve diyor ki demek ki bunun tek kaynağı lokantacılar ve kafeler… Biz ülke ekonomisine iş ve istihdam yaratıyoruz. En ufak yerlerde 10 kişi çalışıyor. Benim odama kayıtlı 3 bin işletme var. Bunlarda neredeyse 30 bin kişi çalışıyor. İnşaat sektöründen sonra ne fazla girdisi olan sektörüz. Paket servisi burger yani Amerikan işidir. Sen akşam eve kuru fasülye pilavı paket servisi mi yaptıracaksın?  Zaten güvenini kaybetmişsin lokantaya… Nereden geldiğini bilmediğin paketi mi yiyeceksin? Sosyal hayatı olan bir ailenin paket yapıp evde yeme gibi bir durumu yoktur” dedi.

NEREDE BU ESNAF VE SANAATKARLAR ODASI BAŞKANI?
Yasaklama ile çok sayıda kişinin işsiz kalacağını söyleyen Yenice, “Benim dükkanmıda 22 kişi çalışıyor diyelim ancak yarın paket servisine geçtiğimde fazla elemanı ne yapacağım? İşçi çıkarma yasağı var. Zaten onlar çıkarmam… 30 Mart’tan sonra işe giren vatandaşlar kısa çalışma ödeneğinden yararlanamıyor.  O zaman 30 Mart’tan sonra işe girenlerin de hemen bu ödenekten faydalanması lazım. İcra dairelerine de talimat verilsin. Bir daha normala dönene kadar icra gönderilmesin diye. Kiraların yarısı ayrılsın. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve diğer belediye başkanları ‘esnaf ve lokantıcıları korumaya alacağız’ demesi lazım. Aksaray Lokantacılar Derneği beni aradı, ‘elektriğimizi kestiler’ diye… Bu tür konular yapılmadan sadece ‘kepenk kapatın’ derseniz olmaz. Ben federasyon başkanı olarak vatandaşların sesiyim. Baktığınız zaman öbür tarafa sahibimiz yok. Nerede bu esnaf ve sanaatkarlar odası başkanı. Aykut Yenice 'yi arayıp sormuşlar mı bir şeye ihtiyacınız var mı diye?” dedi.

PAVYON DEĞİL LOKANTA İŞLETİYORUM
Sadece EBSO Başkanı Ender Yorgancılar’ın kendilerini savunduğunu belirten ve teşekkür eden Yenice “destek vermesi gereken İzmir Esnaf Odalar Birliği Başkanı. Sanayi odası başkanı çıkıp bunu söylüyor. Onun derdi mi bu? Çünkü tüm sanayi firmaları çalışıyor. Geçtiğimiz aylarda Türkiye'nin en büyük fabrikalarından birinde yüzlerce işçi koronaya yakanlandı ancak var mı bizim lokantalardan birinin korona olduğu yönünde. Burada başka bir çarpıklık ise yol kenarındaki lokantaların yasaktan muaf tutulması... Orada yok mu korona? ‘Ben yaptım, oldu’ var burada… Gerekçe ağzımızda maske çıkıyormuş. Geçen bir TV programında tartışılıyor ve diyor ki restoranlarda insanlar üst üste. Tamam ama devletin denetleme koşulları var. Onlar görevini yapsın. Bir mikropla savaşıyoruz. Ben kendimi koruyorum. ‘Ateş ölçer al, maske tak, eldiven tak her masaya dezenfeksiyon koy’ dediler hepsini yaptık. O zaman gelsinler belediyeler incelesinler. Fazla masa varsa kaldırılsın, fazla kişi varsa içeride ceza yazsınlar. Bana geçen komediden ceza yazdılar. Denetime geldiler ve kimlik bildiriminde bulunulmadığı gerekçesi ile ceza yazdılar. Ben pavyon yönetmiyorum lokanta işletiyorum.  Sosyetenin insanları eğlenceler düzenliyor”

FOTOĞRAFLA KONUŞTU: BEN KAPATIYORUM, SEYYAR SATICI AĞZINDA SİGARA DÜKKAN ÖNÜNDE PİLAV SATIYOR
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in İzmir’de koronavirüs sebebiyle bir günde 47 kişinin vefat ettiğini hatırlatan Yenice, “Milletvekiline sesleniyorum: Bu vakalar artarken sizin yerel yöneticileriniz neler yaptı? İzmir'de kararların alındığı günün gecesi 22.17'de çekilmiş bir fotoğraf var. Benim dükkanım kapanmış ve seyyar satıcı benim dükkanımın önünde ağzında maske yok pilav satıyor. Benim dükkanımda virüs var ancak seyyar satıcıda yok.  22.25'de dükkanımın karşısında ağzına sigara koymuş seyyar satıcı çay satıyor. Sen kahvehanecileri kapattın ancak bu adam buralarda çay satıyor.  İzmir'in kalbinde virüsten benim dükkanım kapanacak ancak benim dükkanımın önünde seyyar satıcı pilav satacak. Kumrucu var, turşucu var… Pilavları yiyip gittiler, bir de tabakları benim dükkanımın önünde bıraktılar! Bunları ben temizledim. Bu bir düzene başkaldırıdır. Benim vergisini ödeyen vatandaşımı kapatırsın ancak bunlara önlem alamazsan virüsü engelleyemezsin. Bu insanları kötülemek niyetinde değilim, bu insanlar ekmek peşinde… Bu insanların da çözüme ihtiyacı var. Mesele eğer tedbir alınacaksa herkese uygulanmalı. Bunu gören bir esnafa sen dükkanını kapat diyebilir misin? O profesöre sesleniyorum, sen bunları görüyor musun? Bu adam ekonomisi olmadığı için bunları yapıyor. Önce o adamları rehabilite edeceksin. Buradaki olayları rehabilite etmeden Ankara'dan sıcak odada oturarak bunları yapalım demekle olmuyor. Sayın valim iki kamera ile Kemeraltı’nda gezerek olmuyor. Sayın vekillerim, valim, belediye başkanlarım topyekun seferberlik lazım. Bize bir şey yapıyorsanız, suçumuz esnaf odasına kayıtlı olup vergimi ödemek mi? O zaman ben ne yapıcam? İmkanım varsa İzmir'de 30 tane araba oluşturup ürün satacağım yani” dedi.

HAFTA SONU AÇIK OLACAK MIYIZ BİLMİYORUZ
Lokantacıların kapatılması ile ilgili olarak kendisine bilgi gelmediğini ve TV’den öğrendiğini saöyleyen Başkan Aykut Yenice, “Dün bile ‘kafalar karıştı’ diye manşetler vardı. Sokağa çıkma yasağı kısmında biz açık mıyız, kapalı mıyız bilmiyoruz.  Yasak zamanında biz paket servisi yapabiliyor muyuz bilmiyoruz” dedi.

ERDOĞAN’LA GÖRÜŞMEK İÇİN GEREKİRSE KAPININ ÖNÜNDE YATARIM
Yenice ayrıca, “turistlik tesisler açık. İçindeki tesisler sabaha kadar açık. Ancak karşısındaki lokantalar kapalı, böyle bir şey olabilir mi? Ülkenin Cumhurbaşkanının önüne bir rapor konuluyor. Sayın Cumhurbaşkanının karşısına çıkmak için çırpınıyorum. Kerem Ali Sürekli'den de randevu istedik kendisiyle görüşeceğiz. Cumhurbaşkanımızın kendisine de anlatacağız bunu. Biz kapatmaya karşı değiliz ancak alınan tedbilerde sağlık yönünün yanında ekonomik boyutun da düşünülmesi lazım. Ben bunu televizyondan öğrenmemeliyim. Biz bu görüşmeleri politik anlamda yapmıyoruz. Bu saatten sonra bunları anlatabilmek için kapının önüne yatmamız gerekiyorsa yatacağım” dedi.

Pastacıların da büyük sıkıntı yaşadığına değinen Yenice, “ Türkiye'de bir ruhsat sorunu var. Fırınlar pasta satabilecek ancak pastacı satamayacak.  Çalışılmamış bir ders var. Bu doğrudan sınıfta kalma” dedi.

TESK NEREDE?
Alınan kararlar sonrası Türkiye Esnaf Ve Sanatkarları Konfederasyonu'na (TESK) eleştirilerde bulunan Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Aykut Yenice, "Sevgi ve şefkatin dışında çok ciddi anlamda destek ve çok ciddi anlamda yenide yapılandırma istiyoruz. Pakdemirli'ye sesleniyoruz. Madem bizden bulaşıyor bu durum, hala önlem alınamamış ve insanlar dışarıda bunlar satıyorsa, burada bir gıda terörü var. Sdama her türlü tedbiri getireceksin ancak seyyardaki insanlar belki 1 ay önce silinmiş arabalarında pilav satacak. Sen madem tedbir alıyorsun, tedbirini tam alacaksın. Senin elemanın etmiyorsa benim elemanlarım ile ortak bir çalışma yürütebiliriz. Devletin kaynakları var. Bunlara da kaynak aktarmak lazım… Madem biz bu sıkıntının sebebiyiz benim sağlık bakanlığının içinden çıkmamam gerekiyor. Ki benimde buradan aldığım verilerle yöneticilerimi ve esnafımı eğiteyim. TESK'in başındaki artın insana yatırımın önemini anlaması lazım. Benim Cumhurbaşkanım neden benim esnaf odama gelmiyor? TESK nerde? Bu ülke de 65 yaşındaki yetişmiş insanları emekli ediyorsun sen 75 yaşında hala oradaysan bunun kıymetini bil. Yaşarken bir eser bırak. Yıllık 50 trilyon TL bütçen var ne yapıyorsun? Geldiğin günden itibaren çaktığın bir çivi yok. Benim şuan Ankara'da onun kollarının altında Cumhurbaşkanımızın huzurunda olmamız lazım. 3 gündür bizi aramış mı? Ne yapmayı düşünüyor?" dedi.

BİZ PATAGONYA VATANDAŞI MIYIZ?
Pandemi döneminde kapanan diğer yerlerde insanların ekonomik olarak mağdur bırakılmadığını belirten  Yenice, "Ekonomik adımlar atmasını bekliyoruz. Ben rakamlar üzerinden pazarlık yapamam. Şuan ödemeyeceğimiz kiralarımız yaptıramayacağımız BAĞ-KUR kiralarımız için bir şeyler yapılması lazım. Bana kredi üstüne kredi açması değil benim sorunum. Bizim derdimiz oturup karşılıklı realize etmek. Her gün ekonomik sorunlar konuşuluyor bu ülkede. Sayın Albayrak bu memleketin evladı değil mi? Hep kötü yaptıkları konuşuluyor, hiç mi iyi bir şey yapmadı? Camiler kapandığında bir tane maaşını almayan var mı? Yok. Devlet dairleri kapandığında maaşını almayan var mı? Yok. Onlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da, benim dükkanımı yayınladığı genelge ile kapatanlar bize niye sahip çıkmıyor. Onlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da biz Patagonya vatandaşı mıyız? Bana diyorlar ki yürüyüş yapalım… Türkiye Cumhuriyeti'nde 1980 yılında bu ülkede insanlar birbirini doğradı. Polisler bile ikiye bölündü ancak esnaflar hep devletinin önünde önünü kapattı. Provokatörlere sakın kanmayın. İki profesörün dayatması ile benim on binlerce vatandaşım aksam sancı çekmemeli. İleride psikolojik sorunlar için uzman yetmeyecek" ifadelerini kullandı.

YEMEK SEPETİ’NDE OLMAYAN DÜKKANI KAPAR
Evlere verilen siparişlerde kendilerinden vergi alındığını söyleyen Yenice,  “Çok önemli bir konu var. 2 yıl önce 11'nci kalkınma planlı için bizi Ankara'ya topladılar. Sunumda bize en başarılı olan Yemek sepeti firmasını anlattılar. Ne yapıyor o firma? Sen sisteme giriyorsun, sipariş veriyorsun ve bizim sitemimize düşüyor. Yüzde 12'lere varan bir karla benim ürünümü sadece başkasına götürüyor. O zaman sadece paket servisi olduğu zaman bu sistem bizden vergi almasın. Diğer yandan Yemek Sepeti gibi online firmalara kayıtlı değilse işyeri hiçbir şey yapamayacak. Esnaf lokantalarının paket servisi diye bir şey yok. Paket servisi olmayanlar bitti. Kapatacaklar dükkanı… Devletin bu Yemek Sepeti sistemine el koyması lazım. Kordon’u bugün boşaltalım ve yarın kiralık ilanı asalım, kim tutacak o dükkanı? O dükkanları anca bizler kiralayabiliriz. Kentin ve ülkenein dinamiğiyiz biz. Onlarca kişi işsiz kalacak. Ödeyemeyeceği ücreti nasıl verecek insanlar” dedi.

DEPREMDE ZARAR GÖREN LOKANTALARA ALMAN YARDIMI
Depremde hasar alan işletmelerle ilgili çalışma yürütüldüğünü vurgulayan Yenice, “Depremden sonra Alman patentli çok büyük bir tedarikçi var. Onun kurumsal iletişim direktörü bize ulaştı ve ‘depremde zarar gören üyelerine yardımcı olmak istiyoruz’ dedi. Biz de hemen bir araştırma yaptık. Bornova Özkanlar ve Manavkuyu’da 184, Seferihisar'da ise 11 üye tespit ettik. İstanbul’a giderek bir görüşme gerçekleştirdik. Onlar bu arkadaşlarımıza maddi ve manevi destek olmak için çalışma yapacaklar” dedi. Görüşme öncesi yaşaldıklarını anlatan Yenice, “Beni Zorlu Center'a davet ettiler, içeri girmek için kuyruk bekledik. Ben böyle bir kalabalık görmedim… AVM'ler ilk çıktığında da en çok bulaşın olduğu yer olarak söyleniyordu. Ancak şu an AVM'ler açık. Masa sandalye diyorlar, ancak uçağa bindiğinizde ortada oturuyorsanız yandınız. Dip dibe oturuyorsunuz. Bizlere ‘her taraf açık, klima çalıştırma diyorsunuz’ çalıştırmıyoruz. Benim masamı kaldırıyorsun ancak THY'de üst üste uçuyorsunuz” dedi.