GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
21 Ekim 2017 Cumartesi 11:39

İzmir'de FETÖ'nün gizli yapılanması için itiraflar arka arkaya!

İzmir Emniyet Müdürlüğü ekipleri, son 2 ayda 777 örgüt üyesine yönelik 62 operasyon düzenledi. Örgütün gizli haberleşme programı ByLock'u kullandıkları belirlenen bu kişilerden etkin pişmanlık yasasından yararlanan Dr. İ.G. ile S.K.'nin verdiği bilgiler, gizli yapılanmayı gözler önüne serdi.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturmaları, İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele, Organize Suçlar, Mali Suçlar, Kaçakçılık ve İstihbarat şube müdürlüklerinin koordinesinde art arda operasyonlara dönüştürüldü. FETÖ/PDY'ye yönelik yapılan bu operasyonlar sonrasında, örgüte Türkiye'deki en büyük darbelerden biri vuruldu. Son 2 ayda 777'ye yönelik 62 operasyon yapıldı. Bu örgüt üyelerinden 578'i yakalandı. Adliyeye gönderilen bu kişilerden 285'i tutuklandı, 96'sı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Diğerlerinin işlemleri ise devam ediyor.

'MAHREM ABİLER' SİSTEMİ DEŞİFRE EDİLDİ
FETÖ/PDY'nin en önemli yapılanmasını gerçekleştirdiği TSK ve emniyet içerisinde nasıl örgütlendikleri, bu operasyon sayesinde gözler önüne serildi. Örgütün 'hususi' olarak isimlendirilen özel görevlilerinin öğrencilik yıllarından seçtikleri kişileri, örgütün hücre tipi gizli evlerinde, kendi esaslarına ve beklentilerine göre eğittikleri, sonrasında da TSK ve emniyete girmelerini sağladıkları ortaya çıkarıldı. Örgütünün gizli haberleşme uygulaması ByLock'u da kullanan örgüt üyelerinin hususi imam yapılanmasına operasyon yapıldı. 51 şüpheliye yönelik İzmir merkezli olarak Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Aydın, Bursa, Denizli, Edirne, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, Kahramanmaraş, Kırıkkale, Konya, Manisa, Mersin, Yozgat ve Zonguldak'ta yapılan operasyonda, 24 'Hususi imam' yakalandı.

8 İTİRAFÇI MAHREM ABİLERİ ANLATTI
İzmir'de örgüte yönelik yapılan bu operasyonda, halen Emniyet Müdürlüğü'nde sorguları süren örgüt üyelerinden İ.G., M.K., S.K., M.D., M.K.B., H.B., H.A. ve  M.S. etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandı. Verdikleri bilgilerde, örgütünün mahrem imamlar yapılanlarını gözler önüne serdi, halen muvazzaf olan askerlerin kimlerinin tespit edilmesini sağladı. Etkin pişmanlık yasasından yararlanan bu örgüt üyelerinden doktorluk yapan İ.G., FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda sorumlu abilerinin kendisine, lise çağındaki çocukların ders çalıştırma maskesi altında sorumluluğunu verdiğini anlattı. Bu öğrencilerin, askeri liselere hazırlanmasının da kendisinden istendiğini itiraf eden İ.G., eğitim verdiği Ö.Ü. ve B.S.'nin astsubay okuluna girdiğini, askeri okuldayken iki haftada bir bu çocuklarla örgüt abileri tarafından ayarlanan evlerde görüştüğünü söyledi. İ.G., bu görüşmelerde, örgütsel motivasyonun artırılmasına yönelik dersler verdiği Ö.Ü ve B.S.'yle zaman zaman üst pozisyonda olan abilerin de görüştüğünü, okul arkadaşları ve komutanlarıyla ilgili bilgiler aldıklarını da anlattı. Ö.Ü. ve B.S.'nin halen muvazzaf astsubay olarak TSK içinde görev yaptıkları ortaya çıktı.

Yine gözaltına alınanlardan S.K. de, 'hususi abilerin' verdiği talimatlar doğrultusunda, lise çağında belirledikleri öğrencilere dersler verip polis akademesi ve polis okullarına girmelerini sağladıklarını anlattı. S.K.'nin verdiği bilgilerle de üç polisin isminin saptandığı ifade edildi. 8 itirafçının verdiği bilgiler doğrultusunda, TSK içerisinde halen muvazzaf ya da askeri okullarda öğrenci olan kişilere yönelik araştırmaların da sürdüğü ifade edildi.

ESKİ AKADEMİSYENDEN İTİRAFLAR!
İzmir Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz tarafından hazırlanan ve İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, hakkında yakalama kararı çıkartılan eski akademisyen İ.D.Ç. hakkında, "Silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

İddianamede, ifadelerine yer verilen sanık İ.D.Ç, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesinde görev yaptığı sürede Hava Kuvvetleri Komutanlığında görev yapan bazı subaylardan sorumlu olduğunu, şu ana kadar yaklaşık bin 800 subayla örgüt adına iletişime geçtiğini ifade etti. 

Örgütün "mahrem hizmetler" sınıfına dahil olmasının ardından kendisine iki ya da üç havacı subayın sorumluluğunun verildiğini beyan eden İ.D.Ç, sorumlu olduğu subayların görev yeri değişmesi halinde kendisine başka bir grubun verildiğini, ataması gerçekleştirilen subayları yeni görev yerlerine üst düzey "mahrem abi"lerin götürerek örgüt "abisi"ne teslim ettiğini ileri sürdü. 

Tayini çıkan subaylarla irtibata geçilmesinin örgüt tarafından yasaklandığını ifade eden İ.D.Ç, bu nedenle hiç kimseyle iletişime geçemediğini, sorumlu olduğu subay grubunun her yıl değişmesi nedeniyle birçok subayla iletişimi kopardığını söyledi. 

"MAHREM ABİ"NİN FETÖ KORKUSU
17-25 Aralık 2013 sürecinin ardından FETÖ'den şüphe duymaya başladığını, MİT tırlarının durdurulması olayıyla bu yapıdan koptuğunu anlatan İ.D.Ç., "Çu?nku? bu olayla ilgili sorduğum sorulara kimse tatmin edici cevap veremedi ve bu şahısların vatan haini olduklarını anladım. 17 Aralık operasyonlarında gerçekte bir yolsuzluk operasyonu olmadığını anladım. Ülkemize karşı bir komplo olduğunu gördu?m. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu kişilerin ne kadar acımasız olabileceklerini gördu?m ve bu konuda konuşmaktan çok korktum. Bu konuları anlattığım taktirde benim de canıma kastedebileceklerini du?şu?ndu?ğu?m için konuşamadım." dedi. 

"FETÖ'CÜ PİLOTLARIN İSTİFA ETMESİ YASAKTI"
İ.D.Ç, Kasım 2015'den bu yana havacı subaylarla ilgilenmediğini, örgüt sohbetlerine katılmadığını aktararak, FETÖ'nün Hava Kuvvetleri Komutanlığı (HKK) yapılanmasına ilişkin önemli bilgiler de verdi.

FETÖ'nün HKK'daki hakimiyetini artırmak için örgüt mensubu pilotların Türk Silahlı Kuvvetlerinden istifa etmesinin yasaklandığını iddia eden İ.D.Ç, ifadesini şöyle sürdürdü: 

"FETÖ'nu?n hava kuvvetlerindeki mahrem hizmetler yapılanmasında bir kural vardır. Bu kurala göre FETÖ'den olan havacı subay pilotların istifa etmesi yasaktı. Çu?nku? Hava Kuvvetleri Komutanlığında F-16 pilotu olan bir subay 7 bin lira civarında maaş alıyordu. Dışarıda sivil havacılıkta bu pilotlar istese yani istifa edip gitse en az 20-30 bin lira maaş alma imkanı vardı. FETÖ'den olmayan pilot subayların istifa edip gittikleri söyleniyordu. Hatta 15 yıl zorunlu çalışma su?resinin 10 yıla du?şu?ru?lmesinin birçok örgütten olmayan pilotun TSK'dan istifasına sebep olduğunu ve meydanın bu FETÖ'cu?lere kaldığını du?şu?nu?yorum. FETÖ, kendi subaylarına istifa edip sivil pilot olmayı yasaklamıştı. Bu etken de Hava Kuvvetleri Komutanlığında FETÖ hakimiyetini çok etkiledi."  (AA, DHA)