GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
19 Şubat 2018 Pazartesi 11:32

CHP'li Sertel: Kocaoğlu'nun yaptıklarını görmeyen nankördür!

İzmir Milletvekili Sertel, kentte uygulanan kırsal kalkınma politikasının örnek alınması gerektiğini söylerken, “Aziz Kocaoğlu’nun yaptığı hizmetleri AKP görmezden geliyorsa nankördür ya. Ben tarım bakanı yerinde olsam. Aziz Bey’in yanına staja gelirim” dedi.

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Atilla Sertel Sonsöz TV’de yayınlanan ‘Günaydın Ege’ programına konuk oldu.

İzmir Milletvekili Sertel gündeme dair birbirinden önemli açıklamalarda bulundu. Sertel partisine yönelttiği mesajlarda özeleştiri yaparken çeşitli platformlarda vurguladığı ön seçimin yapılması gerekliliğinin altını yine çizdi.

9-10 Mart tarihlerinde yapılacak tüzük kurultayı için öneri getiren Sertel, “3 kez arka arkaya seçim kaybeden genel başkanın kendiliğinden çekilmesi lazım. Bunun şakası yok. Bunu ilk defa söylüyorum. Tüzüğe böyle bir öneri geleceğini sanmıyorum” dedi.

Sertel İzmir özelinde Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu tarafından yürütülen kırsal kalkınma modeli hakkında övgü dolu sözler sarf etti. Sertel, “Aziz Kocaoğlu’nun yaptığı hizmetleri AKP görmezden geliyorsa nankördür ya. Ben tarım bakanı yerinde olsam. Aziz Bey’in yanına staja gelirim” diye konuştu.

Sertel ayrıca pek çok konuda net açıklamalar yaptı.  

KENDİMİZDE BİR EKSİKLİK HİSSEDİYORUM
İşsizlik sorununa vurgu yapan Vekil Sertel ayrıca parlamentoda yürüttüğü görevi sırasında yer yer mutlu yer yer mutsuz olduğunu vurguladı. Sertel, “Mutlu olduğum anlar var mutsuz olduğum anlar var. Ama en çok bağrımın yandığı durum şehitlerin gelmesidir. Gittiğimiz evlerde görüyoruz. Bir de babaysanız o acıyı içinizde duyuyorsunuz. Çocukların ölmemesi için çözüm bulunamaması, siyaseti yapan insanların barışı sağlayamaması üzüntü veriyor. Kendimizde bir eksiklik hissediyorum. Türkiye’de siyasete şehitleri alet etmek büyük acımasızlık diye düşünüyorum” dedi.

CHP BU DEVLETİ KURAN PARTİDİR
CHP’nin Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile yakınlaştığının iddia edilmesinin hatırlatılması üzerine konuşan Sertel, “Türkiye’de bir parti seçimle meclise geldiyse o partiye oy verenlere saygı duymak lazım. O bölge o partiye oy verdiyse siyasetin dağdan indirilip mecliste çözülmesi lazım. Partimiz AK Parti’yi ve hükümeti uyardı. Teröristle masaya oturuyorsunuz, davul zurna ile karşılıyorsunuz. Hakimleri savcıları oraya götürüp tiyatro gibi ‘suçunu itiraf et, seni bu topraklara kabul edeceğiz’ diyorsunuz. Adam diyor ki ‘ne itirafı kardeşim ben silahımı da bırakmayacağım’ diyor. Teröristi onlar sahipleniyor sonra bize terörle yan yana geliyorsunuz diyor. Bu işin şakası yok. CHP bu devleti kuran partidir” açıklamasında bulundu.

ŞEHİTLER ÜZERİNDEN PARTİYE OY DEVŞİRMEYE KALKAN ŞEREFSİZDİR!
Zeytin Dalı Hareketi üzerinden gündemde yer alan tartışmaları değerlendiren Sertel, “Asker kaçağı bir genel yayın yönetmeni şu an orduya operasyon yapılması için manşet atıyor. Eski genelkurmay başkanı şehitleri siyasete alet etmeyin dedi. Söylemediklerini bırakmadılar. Şehitler varken kalkıp slogan atıyorlar. Bu ne bölücülüktür? Şehitler üzerinden partiye oy devşirmeye kalkan şerefsiz, namussuz, karaktersizdir. Siz o acıyı yaşamıyorsunuz. Acıyı yaşayan insan orada siyaseti unutur. Biz her şeyden önce insanız. Namaz kılarken birbirini ittiren kaktıran siyasetçiler var. Foto muhabirleri var diye. Önde olsan ne olur olmasan ne olur! Bakansa en öne geçmeye çalışıyor. Siz ne yapıyorsunuz? Kürt çocukları da Türk çocukları da ölüyor. O acı ortak. Hepimiz yaşayacağız. Uzman erleri en ücra noktalara gönderiyorsunuz. Ama ordu evine almıyorsunuz. O çocuklar orda mensubu değil mi? O çocuklar cephede asker. Kent içinde hayır asker kabul edilmiyor. Bunlar acı gerçekler. Öyle sahiplenmek lazım” diye konuştu.  

FETÖ’YE EN BÜYÜK ÖVGÜYÜ BAŞIMIZDAKİLER YAPTI
Sertel son dönemde yargının aldığı bazı kararları eleştirdi ve “Deniz Yücel’in iddianamesi nerede? Bizim Gökmen Ulu’dan FETÖ’cü çıkar mı? 5 ay yatırdılar. Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’a müebbet veriyorsun. Tamam FETÖ’yü övdüler, ama başımızdakiler en büyük övgüyü yaptı. O zaman onlara da müebbet vermek lazım. Yanlışları vardı, bizim gibi düşünmüyorlardı ama eline silah tutmuş, darbeye iştirak etmiş adama 8 yıl veriyorsun, gazeteciye müebbet hapis veriyorsun. Aynı Ergenekon davasındaki gibi… PKK tanıktı İlker Başbuğ sanıktı” dedi.  

3 KEZ ARKA ARKAYA SEÇİM KAYBEDEN GENEL BAŞKANIN KENDİLİĞİNDEN ÇEKİLMESİ LAZIM!
Parti içine önemli mesajlar veren Sertel kurultay sürecine değindi. Sertel ayrıca 9-10 Mart’ta gerçekleşmesi planlanan tüzük kurultayına ilişkin öneri getirdi. Sertel, “CHP demokrasinin yaşadığı bir parti. Kendi içinde yarışan bir parti. Bizim il başkanımızı kongre, genel başkanımızı kurultay delegeleri belirler. Birileri destekler. Doğrudur. Siyaset yalnız başına yapılmaz ki. Ben de hem İzmir kongresinde taraf oldum. Hem de genel merkezde taraf oldum. Ankara’da Kılıçdaroğlu tarafında saf tuttum. Burada da Deniz Yücel’i destekledim. Sebebini de söyledim. Babası arkadaşımdı. Düzgün bir aile, iyi bir maya. Genel merkezdeki Muharrem İnce’nin aldığı oy aslında bir şeye işaret ediyor. Diyor ki genel başkana, ‘bu gidişatta bir olumsuzluk var. O nedenle ben buraya oy veriyorum’. Siyasette hata olur. Ama bir eksiğimiz var. Tüzük kurultayında koymak lazım. 3 kez arka arkaya seçim kaybeden genel başkanın kendiliğinden çekilmesi lazım. Bunun şakası yok. Bunu ilk defa söylüyorum. Tüzüğe böyle bir öneri geleceğini sanmıyorum. İnsanlara şans tanımak lazım. İzmir için Türkiye için tüm kurumlarda kan değişimi olması lazım. Her yerde koltuğa oturan kalkmıyor kardeşim. Mutlaka başarılı olan insanlar vardır. Ama o insanın da özel yaşamı var. Ona da haksızlık” yorumunu yaptı.

LAFI DOLANDIRMAYA GEREK YOK, EVET YETERİNCE TEMSİL EDİLMEDİ
İzmir’in kurultayda oluşan tablo sonucunda yeterli sayıda temsil edilmediğini söyleyen Sertel, “Evet yeterince temsil edilmedi. İzmir daha çok oy veren, karar ve söz sahibi olması gereken illerin başında. Lafı dolandırmaya gerek yok. Yeterince temsil edilmedi” dedi.  

İKİ TANE D YARIŞACAK
“CHP’ni yol haritası düzgün bir yol haritası” diyerek sözlerini sürdüren Sertel, “Bizim hedefimiz yüzde 25’ler falan değil 50’lere dayandı. Referandum anlayışı bizim yürüttüğümüz anlayıştır. Biz o anlayıştayız. İki tane D yarışacak. Ya demokrasi, ya diktatörlük. Demokrasi ile diktatörlük yarışacak. Parti flamaları, logolar falan değil. Bu ülke ya demokrasi ya diktatörlük kazanacak. Her konuda karar veren bir kişi… Araba lastiklerinden, cam filmlerine kadar. Şunu tutuklayın, buna bilmem ne yapın. Bu demokrasi değil. Bunun adını koymak lazım. Her konuda bir kişi karar veriyorsa bunun adı diktatörlüktür.  AK Partili bir milletvekiline sorun. Hangi yasa teklifi hazırlamış da milletin sorununa çare bulacak şekilde geçmiş?” diye konuştu.

EĞİLECEKSEK HALKIN ÖNÜNDE EĞİLİRİZ
Sertel, “CHP’de ön seçim var. Bizi seçen insanlara karşı büyük sorumluluk var. Eğileceksek halkın önünde eğilmemiz lazım. Başka hiçbir güç beni eğip bükemez. Bize oy verenler, ‘Sen Atilla Sertel’sin, benim düşüncemi aktar’ dedi. Eğer öyle yapmazsan sen yanlış adamsın. Biz başkaları parmak kaldırdı diye kaldırmayız. İnandığımız için yaparız” dedi.

"AKP KOCAOĞLU’NUN YAPTIKLARINI GÖRMÜYORSA NANKÖRDÜR"
İktidarın İzmir’i cezalandırdığını ifade eden ve sert sözlerle durumu eleştiren Sertel, “Aziz Kocaoğlu’nun yaptığı hizmetleri bunlar, AKP görmezden geliyorsa nankördür ya. Bu adam kendi bütçesiyle her şeyi yapmaya çalışıyor. Biraz da ucundan biz tutalım demiyorlar. İzmir 4 veriyor 1 alamıyor. Vergisini ödeyen, düzgün insanların yaşadığı kente bu olur mu? İzmir’e iktidar olarak sahip çıkmıyorsunuz. Ne konuşuyorsunuz? Cezalandırıyorsunuz. Körfez’in temizlenmesi için her şey hazır. ÇED raporu verip dip taraması yapılmasına izin vermiyorlar. Çöp fabrikası yapılması lazım. Harmandalı’daki insanların eziyetinin bitmesi lazım. Onun için hükümet bir yer göstermesi lazım. İzin verilmesi lazım. Tüm bunlar duruyor. 250 bin konutun elektrikten yararlanacağı bir yer yapılacak. Bunu kurdurmuyorsunuz Aziz Kocaoğlu’na ya. Başkaları gibi gel ben yapamadım demiyor. Kendi parasıyla yapıyor. Buna rağmen merkezi hükümet Aziz Kocaoğlu CHP’li diye hiçbir yardımda bulunmuyor, elinden geleni yapmıyor” açıklamasında bulundu.

AZİZ BEY’İN TARIM POLİTİKASI TÜRKİYE’DE UYGULANMALIDIR
İzmir’de yürütülen Aziz Bey’in tarım politikası Türkiye’de uygulanması gereken bir politikadır. Alsın kullansınlar. Kıskanmasınlar. Nasıl sütü aldılar. Gerçi ilk başta çocuklar zehirlendi ama. Alın kullanın. Çocuklara süt dağıtın. Tarım ve hayvancılık gelişsin. İki tip belediye başkanı vardır. Biri gidip Hollanda’dan lale soğanına milyonlar yatırır. Biri gider Bademler ya da Bayındır’dan çiçek alır. Şimdi Bayındır, Hollanda ile ortak proje yapıyor. Rüyasında görse inanmazdı herhalde. Hükümet olarak yapın kardeşim bunları. 600 tane koyun veriyorum köyüne geri dön diyor. Adam nasıl bakacak onları? Kesip, yiyip, satacak, geri dönecek” dedi. 

 

FAKIBABA YERİNDE OLSAM AZİZ BEY’İN YANINA STAJA GELİRİM!
Sertel ayrıca Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’ya çağrıda bulundu. Sertel, “Ben tarım bakanı yerinde olsam. Aziz Bey’in yanına staja gelirim. O da anlatır sana. Öğrensin. Kendi gelmesin. Uzmanlarını yollasın. Tire’yi, Bayındır’ı, Ödemiş’i dolaşsınlar. 15 ineği olanların nasıl 200’e çıktığını öğrensinler. Uygulasınlar. Ben Kars’ın da milletvekiliyim. Partim orada görevlendirdi beni. Kars’ta bunu uygulasınlar. Erzurum, Van, Hakkari’de uygulasınlar. Model alsın bölgesel uygulama yapsınlar. Tarım bakanı iyi niyetli ama bilmiyor” diye konuştu.

KİMSE VATANDAŞIN OYUNU GARANTİ VE CEBİNDE GÖRMESİN!
2019’da yapılması planlanan seçimlere İzmir özelinde değinen Sertel, kongreler sırasında vurguladığı ön seçim gerekliliğini tekrarladı. Sertel, “İzmir cumhuriyetçilerin kalesidir. Atatürk’e gönül vermiş ve asla yolundan sapmayacak, bayrağına, gelenek göreneklerine saygılı, insanlar haklarına saygılı, demokratik bir yaşam isteyen insanların yaşadığı bir kent. Aslında yaşanacak bir kent. Siyaseten ve kültürel açıdan en güzel kent. Ben fazla İzmir’i övmek istemiyorum. Yakında İstanbul komple buraya gelecek. İzmir’i bozmak isteyenlere söylüyorum. İzmir’i bozmayın! Dikine giden yapılardan rahatsızım. Kimse vatandaşın oyunu garanti ve cebinde görmesin. Ben çıkar alırım. Böyle bir şey yok. Herkes kendini halka anlatacak. Blok oy verirler diye bir bakış açısı varsa yanlış. Ben buradan şu kadar oy alırım. Böyle bir şey yok. İzmirliler kendi seçecekleri insanları kendileri seçmeli. Bu ne demek? Başkan olmak isteyen bir kişi kendini partisinin seçicilerine emanet etmek zorunda. 120 bin insan büyükşehir belediye başkanını seçmeli. 120 bin insan asla yanılmaz. Halkın önemli bir kesimidir. Seçerken tüm insanları tartıya koyar. ‘Beni en iyi temsil edecek belediye başkanı budur’ der. Bu CHP için geçerli zaten. Diğerlerinde bir gün belediye başkanı yatan ertesi gün kalkar değildir. Tak diye alıyor. Demokrasi yok çünkü. Karşıyaka’nın adayını Karşıyakalılar belirlemeli. Bornova’nın adayını Bornovalılar, Tire’nin adayını Tireliler, oraların partilileri belirlemeli. O zaman çıkar birisi büyükşehir belediye başkanı olan kişi ‘beni İzmir halkı seçti. Arkamda 100 bin aile var’ der. Sen kimle geldin? Recep Tayyip Erdoğan mı atadı? Senin ömrün kısa kardeşim, ne zaman alınacağın belli değil’ der” açıklamasında bulundu.  

SİYASETEN KIZABİLİRİM AMA DELİCAN KÖTÜ ADAM DEĞİL Kİ!
Sertel, “Bizim İstanbul il başkanımız eleştirilirken sordum; ‘siz AKP İstanbul il başkanını biliyor musunuz?’ dedim. İki gün önce aldılar. Aslında İzmir’in il başkanını da aldılar. Siyaseten kızabilirim ama kötü adam değil ki. Adam var gücüyle işini gücünü eczanesini bıraktı partisine hizmet etti. Kalktınız bir günde adamı aldınız. Yerine başka birini getirdiniz. O gelen kişinin de ömrünün ne kadar olacağına bir kişi karar veriyor. Şengül’ün ne kadar kalacağına da Recep Tayyip Erdoğan karar veriyor. O da ne kadar kalacağını bilemez” dedi.

GENEL BAŞKANA YALAKALIK YAPMA MECBURİYETİMİZ YOK!
“Ama bizde demokrasi var” diyerek sözlerini sürdüren Sertel, “Tüzük kurultayına gidiyoruz. Bizim orada savunacağımız şey ön seçimdir. Belediye başkanları ön seçimle belirlensin. Kendi üyesine güvenmeyen parti halka nasıl güvenecek? Kendi üyene seçme hakkını vermiyorsan halka nasıl vereceksin? Halka da hakarettir aslında. Ben sana bir aday yollayacağım sen bunu seç. Yok böyle bir şey. Bu demokrasi değil. O zaman halk da sandığa gitmiyor, ucundan tutuyor. Eğreti bakıyor. İzmir’de belirleyecek olan şey, halkın kendi adaylarını kendisi seçmesidir. CHP o yöntemle seçsin çok net söylüyorum yüzde 70’leri bulur. Yok ben yine atıyorum derse biraz sıkıntılı olabilir. Biz halkı ikna etmek zorundayız. Genel başkana yalakalık yapma gibi bir mecburiyetimiz yok. Ne gerekiyorsa yaparız. Yanında mücadele ederiz. Partililik bilinciyle hareket ederiz. Ama şu ili ver bana. Böyle bir şey yok. Böyle bir siyaset tarzı yok. Ben bunu kabul etmiyorum. Genel başkanın etrafında döneceğinize halkın etrafında dönün ya! Halksız demokrasi unsuz kurabiyeye benzer. Toz talaşla yapılmış kurabiyeyi istediğin kadar pişir kimse yemez. Unsuz kurabiye olur mu? Siyaset halkla yapılır. Genel başkan ben bunu atadım derse olmaz. PTT müdürü mü, defterdar mı atıyorsunuz? Bunu kabul etmek mümkün değil. Ben bunu söylüyorum diye genel başkan dahil bana kızıyor olabilirler. Ben bunu söylemek zorundayım. Halkın katılmadığı hiçbir işten sonuç alınamaz” açıklamasını yaptı.

BU NASIL PARTİ YA?
Sertel iktidar partisinin kendi içindeki uygulamalarını eleştirirken, “Halksız siyaset Türkiye’deki rezalete yol açar. Kadir topbaş… Adamın ne günahı var? 2 senesi varken görevden aldın.  Melih Gökçek… Zerrece sevmem, hiç sevmem. Adamın günahı ne kardeşim? 20 yılık senin başkanın. Ben onu savunmuyorum ama adamın seçme seçilme hakkı vardı. Niye kaldırdın? Suçlu mu, para mı yedi, FETÖ’cü mü? Niye zan altında bıraktın aldın görevden? Kan değişimi… Kan değişimini sen yapamazsın halk yapar. Bırak önündeki seçimde halk yapacak zaten. Ankara’da da İstanbul’da da 2019’da CHP’li, belediye başkanları olacak. Bu görülüyor. Balıkesir belediye başkanı ağlaya ağlaya gitti, karım tehdit ediliyor dedi. Bu nasıl parti ya? Biz ne yazık ki AK Partililerin de demokrasi hakkını da savunuyoruz. 2 adaylı kongreleri yok. 2 tane adayı çıkamaz. Tek adam tek kadın ya da tek adamı işaret eder. Böyle parti olamaz. AK Parti’yi öven insanlar beni ikna etsinler” diye konuştu.  

80-100 KİLOMETREYİ AYNI ÜCRETLE GİDEYİM DEMEK PEK GERÇEKÇİ DEĞİL
İZBAN’da 15 Şubat’tan itibaren uygulanmaya başlanan artı para sistemini yorumlayan Sertel, “Aliağa’dan Torbalı’ya kadar az bir ücretle gidiyordu. 2 durak da binsen aynı ücretti. Bunun matematiksel olarak çıkışı yok. Ben 80-100 kilometreyi aynı ücretle gideyim demek pek gerçekçi değil. Otobüse binse onun 5 katını falan ödüyor. 90 dakikanın devam edeceğini uzun mesafelerde kilometre kadar bindirim yapılacağı söylenmişti. İZBAN sadece Büyükşehir Belediyesi’ne ait değildir. TCDD ile yüzde 50 yüzde ellidir. Bunun bilinmesi lazım. O kartta 10 lira gibi bir ücret olması gerekiyor. 25 kilometreye kadar aynı ücret, ondan sonra bindiriyor. O da kuruşlarla artıyor” dedi.

ERKEN SEÇİM OLURSA ERKEN GİDERLER, AKP GİDİCİ!
Erken seçim iddiaları karşısında ne açıklamalarda bulunan Sertel, “Erken seçim yaparlarsa erken giderler. AKP gidici. CHP ve diğer partiler iktidar olma yolunda. Ben bunu görüyorum. Biz milli görüş gömleğini çıkardık diyen kişi milli görüşçü partiyi çağırıp 
‘gel ittifak yapalım’ diyorsa durum vahimdir. O kadar az oyu kurtarıcı olarak görüyorsa durum vahimdir. Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan’ın birbirine yapmadığı hakaret kalmadı. Bunlar bir araya geldiğine göre durum vahimdir. Can havliyle birbirlerine sarıldılar” diye konuştu.  

ÖN SEÇİM OLURSA 30’DA 30 VE BÜYÜKŞEHİR BİZİM OLUR
30 Mart 2014 yerel seçimlerini değerlendiren Sertel, “Bizim kaybettiğimiz ilçeler yok. Bizim hatalarımız yüzünden kaybedilen ilçeler var. Halk belirli durumlarda parçalandı. Emeğin başkenti Aliağa’da bir MHP’li belediye başkanı rüyasında kazanmayı görse inanmaz. Sahte bir rüya der. Neden? Çünkü bölündü. Bunun nedenine baktığınızda ‘ben atadım’ anlayışıdır. Bırakın. Kendi üyenize güvenin. Bırak üye belirlesin. Adalet diyorsak kendi üyemizin hakkına, adaletine güvenmiyor muyuz? Ön seçim yapalım. O zaman ne olacak? 30’da 30 ve büyükşehir. Aksinin olmasını istemiyoruz. Olursa kırılma ve sıkıntılar olabilir. O da kaybetmemize neden olmaz. Oy kaybına sebep olur. Belki kaybedilenler de olabilir” ifadelerini kullandı.