GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
11 Haziran 2019 Salı 16:19

CHP İzmir'de Karataş komisyon karşısında: Gerekirse AİHM'e giderim!

CHP İzmir İl Örgütü’nde toplam 5 dönem başkanlık yapan Kemal Karataş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eşi Neptün Soyer’i sosyal medyada sert bir dille eleştirince il yöneticilerinden oluşan disiplin komisyonuna ifade verdi. Görüşme sonrasında Karataş’ın il yönetim kurulu toplantısında masaya yatırılacağı aktarıldı. Karataş, yönetimde alınan karar doğrultusunda disiplin kuruluna sevk edilebilir. Karataş ise “Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar giderim!” dedi.

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Örgütü’nde hareketli bir disiplin süreci işliyor. İl yönetim kurulunun geçtiğimiz günlerdeki toplantısında İl eski Başkanı Kemal Karataş ile ilgili disiplin kararı alınmıştı.

Eski Başkan Karataş’ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eşi Neptün Soyer’i Varyant’taki başkanlık konutuna taşınma kararı üzerinden sosyal medyada sert bir dille eleştirmesi masaya yatırılmıştı. İl Yönetim Kurulu Karataş hakkında resen disiplin soruşturması başlatmıştı.

TOP YÖNETİMDE!
Gelinen süreçte Karataş il yöneticilerinden olan Serdedil Coşkuner, Leman Tunus, Özkan Tice ve Yaşar Erdoğdu’nun yer aldığı disiplin komisyonunun karşısına çıktı. Karataş’ın durumunun gerçekleşecek ilk yönetim kurulu toplantısında masaya yatırılacağı öğrenildi. Burada yapılan oylama sonrasında Karataş’ın disiplin kuruluna sevk edilebileceği aktarıldı. Yönetimde alınan karar sonrasında resmi bir disiplin sürecinin başlaması ihtimal dahilinde…

Karataş’ın sorguda, ‘Söylediklerimin arkasındayım. Ben paylaşımlarımı sosyal medyadan yapmıştım. Basın mensupları oradan almış. Basına demeç vermedim” şeklinde açıklamalarda bulunduğu öğrenildi.  Görüşmenin sonrasında gazetecilere konuşan Karataş önemli ifadeler kullandı.

GEREKİRSE AİHM’E GİDERİM!
Karataş şunları söyledi:  Yazdıklarımın arkasındayım dedim. İleride partinin başına gelebilecek sorunları şimdiden uyarmak için bu yazıları yazdım. Bütün yaptığım şey partiyi uyarmaktı. Konu şatodan başladı, şatodan evvel Belediye Başkanı Tunç Soyer’in işine, sağa sola ‘bisikletle gideceğim’ demesi halkçı bir hareket diye görüldü, halkın içinde birisi, mütevazı bir yaşam olarak görüldü. Fakat sonra da görüldü ki arka sokaklara gitmeyi vaat eden birisinin İzmir’in en mutena, adı halk tarafından şato konulmuş bir yerde oturmayı tercih etmesi, ileride partinin başına büyük sorunlar yaratacağı ve büyük eleştiriler alacağı düşüncesiyle o yazıları yazdım.

İl yönetimi  belediye başkanını kamuoyu önünde eleştiriyor diye beni disipline sevk etmenin komisyonunu kurmuş. Benim gibi bir partiliden, bir vatandaştan şikayet yokken doğrudan doğruya il başkanı resen hakkımda şikayette bulunmuş, sadece Sayın Tunç Soyer’in şatoda oturmasını eleştirdiğim için bu soruşturma açılmış. Ben beklerdim ki sayın il başkanının altına çekilen belediyenin aracı da sorulsun! Ama maalesef bu sorular sorulmadı!

Beş dönem il başkanlığı yaptım, 3 yıl da merkez ilçe başkanlığı yaptım.  Ömrümü hayatımı bu partiye vermişim. Bütün yazdığım yazılar demokratik anlayış içerisinde uyarıdır. Sosyal demokrat bir belediye başkanının, şato diye anılan, halktan uzak bir yeri konut olarak tercih etmesini uygun bulmadığımdan uyarı yazdım, İleride CHP’nin başına başka gayeler açılmasın diye… Katiyen pişman değilim, ifademi imzaladım, sözlerimin arkasında olduğumu söyledim, yine olsa yine söylerim dedim.

Soyer ile görüşmedim. Niye görüşeyim? Bir şeyi gizlemektir o...  Bana ne! Benim ne kamusal gücüm var, ne onun büyüğüyüm, gideceğim ona ‘hayır, burada oturma’ diyemem. Ben, toplumsal bir görev yapıyorum,  halk senin burada oturmana sıcak bakmaz, uygun görmez. Hele hele CHP’li sosyal demokrat bir belediye başkanına bunu yakıştırmaz.  Ben halkın içerisinde yaşayan birisiyim, bu olmadı dedikleri için, onlar söyleyemiyorlar. Ben tanınmış kişi olduğum için nazikçe, saygı çerçevesinde içerisinde bir uyarıda bulundum;  ‘yapmayın, yakışmaz, yaparsanız karşınızda olurum’ dedim. Ben CHP’liyim, bunlar olur yaşanır. Ama haklarımı da korurum. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar giderim!