İzmir'in 8 bin 500 yıllık köklü tarihi, iklimi, coğrafi konumu ve fiziksel koşullarıyla sağlık turizminin en güçlü merkezlerinden biri olma yolunda güçlü bir potansiyel taşıdığını kaydeden Nasır, “Sadece sağlık turizmi değil, inanç, termal ve kültür turizmi konusunda da en uygun bölgelerden biriyiz ve kentimizin geleceği bu anlamda çok parlak” dedi.
Hükümetin sağlık turizmine özel önem verdiğini ve İzmir'in sağlıktaki dönüşüm projeleriyle altyapı açısından büyük güç kazandığını hatırlatan Necip Nasır, “Yapımı süren 2 bin 60 yataklı İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi Kampusu ile İzmir sağlıkta Türkiye ve dünyanın sayılı sağlık kurumlarından birine kavuşacak. Bu yatırımlara ek olarak yeni çıkacak olan kentsel dönüşüm yasası ve mülkiyet sorununu çözen imar barışı bu süreci daha da hızlandıracaktır. Yerel yönetimler de gerekli planlamaları hızla yaparak sağlık yatırımlarına yönelik açacakları alanlarla İzmir'i sağlık turizmi alanında bir adım önce çıkaracak hamleleri yapmalıdır” diye konuştu.
İZMİR BÖLGESİYLE BÜTÜNCÜL PLANLAMALARA İHTİYAÇ DUYUYOR
İzmir'e gönül veren bir inşaat mühendisi olarak, başka kentler gibi gökdelenlerin olduğu bir İzmir değil, bölgesiyle bütüncül projelerle anılan İzmir hedeflediğini belirten Nasır, “Bu noktada en önemli görev yerel yönetimlere düşüyor. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği ile yetki yerel yönetimlere verildi ve imar barışıyla yerel yönetimlerin en büyük meselesi ortadan kalktı, mülkiyet sorunu giderildi; hükümetimizin vereceği teşvik ve sıfır faizli kredi destekleriyle bu süreç daha da hızlanacaktır” ifadesini kullandı.
İzmirli hemşerilerinin desteğiyle milletvekili seçildiğinde ilk vereceği önergenin, kentin planlaması noktasında belediyelerin belirli bir süreyle sınırlanması olacağını açıklayan Necip Nasır, sözlerine şöyle devam etti: “Yerel yönetimler, alt ve üst ölçekli planları bölgesiyle bütüncül olarak hazırlayarak bakanlığa makul bir süre içinde göndermeli ve bu süre 2 yıl ile sınırlanmalı. Eğer bu süre içinde yerel yönetimler planları yapmazlarsa, bakanlık devreye girmeli. Kentin geleceği 50 ve 100 yıllık bir projeksiyon içinde planlanmalıdır”